No.3689[Reply]
Bu kerestenin B34'ten sonra yaşça en büyüğü ben miyim bilmiyorum, eğer Tunpiç buralarda takılıyorsa üçüncü en büyüğümdür muhtemelen. Neyse bu tirada 25-34 yaş aralığında olup da karşı cinsle arası her daim kötü veya sıfır olmuş, el tutuşmasız, sarılmasız herkes davetlidir. Daha küçük kardeşlerimin bu konuları kafaya takmamasını tavsiye ederim, önünüzde uzun yıllar var.
Neyse ben 1993 doğumluyum, yani 30 yaşında bir büyücüyüm. Biraz önce kendime karşı dürüst olup neleri yanlış yaptığımı düşündüm ve şu sonuçlara vardım:
1- Üniversiteye kadar sürekli tosunlanan bir öğrenci oldum. Derslerde nispeten başarılı olmak dışında hiçbir ayırt edici özelliğim yoktu; sporda ekstra başarısızdım (gerçi hala öyleyim), kızlar benimle muhatap olmaz hatta diğer çalışkan kızlar bana tiksinerek bakardı. Aslında gayet ortalama bir öğrenciydim ama gittiğim her sınıfta hemcinslerim ya süzme gerizekalıydı ya da dersleri sallamıyordu, bu sayede öne çıkıyordum. Hababam Sınıfı'nda en önde oturan Boncuk'un gözlüksüz hali gibiydim işte, hem nispeten çalışkandım, hem tosunlanıyordum, hem de kızlara yapılan her türlü piçlikte vardım. Farklı çevrelerden gelen ve derslerdeki başarı oranı değişkenlik gösteren bütün kızların ortak nefret objesiydim, bu ilkokuldan lise sona kadar böyle sürdü.
2- Z kuşağı kızları artık öyle değil galiba ama benim zamanımda milenyal kızları çıkma teklifini öyle basit bir hayır diyerek reddetmezdi. Adamın gururunu, özgüvenini, yaşama sevincini paramparça etmekten içgüdüsel bir zevk duyarlardı. Zaten çoğu evlenip instamom oldu, bir kısmı evlenip boşandı, çok çok az bir kısmı ise kedi annesi oldu. Neyse işte bana da üç tanesi denk geldi. İlkine mektup yazarak açılmıştım (gülmeyin lan yıl daha 2008, arabesk rapin ve "sEnİ sEfİoM yHaAaAaA" tipi facebook gönderilerinin zirve yılları), beni mahalleye rezil ederek reddetti ve abartmıyorum tam 1 yıl boyunca okul harici evden çıkmaya utanır olmuştum. İkincisi liseden arkadaşımdı, üniversitede (2012 veya 2013 civarı) muhabbetimiz birden artmaya başladı ve ben ona aşık olduğumu zannedip açıldım ve friendzone'a alındım. Üçüncüsü ise çalıştığım yerlerden birinde iş arkadaşımdı (yıl 2018), muhabbetimiz iyiydi ve ben bu sefer bodoslama açılmak yerine ilgimi ufak ufak arttırmaya çalıştım. Karşılığında bildiğin görmezden gelindim (ghosting), yalnız daha ilgi göstermemin hemen başlarında ghost evlenmem beni bayağı şaşırtmıştı ve "ulan galiba bakir öleceğim" hissiyatımın temelleri o olaydan sonra atıldı.
3- 180-63'üm, kaburgalarım sayılıyor, sigaradan dişlerim hafif sarardı ve iki tanesi kırılıp döküldü. Ayrıca panik atağım ve doktor teşhisli epilepsi hastalığım var, geçmişte blackout yaşayıp aniden bayıldığım zamanlar oldu. Neyse ki şu an iyiyim ilaç kullanıyorum, adı Keppra. Yalnız bu ilaç yüzünden konuşma bozukluğu, unutkanlık ve uykusuzluk çekiyorum ama yine de nöbet geçirip bayılmaya yeğlerim.
7 posts and 1 image reply omitted. Click reply to view. No.3707
>>3706Her şeyin belli kalıplara uymak zorunda olduğunu düşünmek bir şey, sen cognitive dissonancelı karıları aklamaya çalışıyorsun. Böylelerinin verdiği mesaj çok net, ben kendi çıkarım için gerekirse kendi zihnime de reset atar onu da kandırırım. Böyle bir zihin yapısının sorun çıkaracağı belli. Hayat yarattığı imaja uymayan kaypak tiplerle dolu olmasa daha çekilir olurdu.
No.3709
>>3707>Cognitive dissonance is the discomfort a person feels when their behavior does not align with their values or beliefs. It can also occur when a person holds two contradictory beliefs at the same time.google aramasında direkt karşıma çıkan bu. aklamaya çalışıyor muyum? sanırım evet. çünkü bu özelliğin, kimişerinde daha belirgin olmakla birlikte, HERKESTE bulunduğu kanaatindeyim.
>Böylelerinin verdiği mesaj çok net, ben kendi çıkarım için gerekirse kendi zihnime de reset atar onu da kandırırım.ne demek istediğini biraz daha açabilir misin?
No.3756
>>3706>Kimsenin tutarlı olmak zorunda olduğunu düşünmüyorumZorundalar.
No.3758
bokum gibi tirad
No.3860
>>3758Ama maalesef hepsi gerçek