>>441724bilmiyorsan konuşma. konuşma ki diktatör değildi gibi gülünç şeyler yazma...
İnönü’nün yıllar sonra Abdi İpekçi’yle yaptığı mülakatta söyledikleri:
“Atatürk ile birlikte çalışmamız … şöyle olmuştur. Akşamları bir araya gelir, toplanırız. O coşar, biz coşarız, meydan okuyucu birtakım konuşmalar olur. Şöyle yapalım böyle yapalım diye birtakım kararlar alınır ve gece geç vakit dağılırız. Ertesi sabah … kalkar Atatürk’e giderim, onu yatakta iken uyandırırım, oturup konuşuruz. Söylerim, “dün akşam biz yine coştuk, şunu yapalım bunu yapalım diye kararlar aldık. Ama olacak şeyler değil, nasıl yapacağız?” Canım sen bildiğin gibi yap, der bana..
Sonra bir devir oldu. Yine aynı şekilde akşamları toplanıp alınmış kararları ertesi sabah görüşmeye gittiğimde artık “sen bildiğini yap” demiyordu. Israr ediyordu bu defa asabileşiyordu. Esaslı bir değişiklik olmuştu Atatürk’te. Doktorlarına sordum. “Hastalığın bir safhasıdır bu..” dediler. Yani demek istediğim şudur ki Atatürk’ün sıhhati ciddi olarak bozulduktan sonra sinir hakimiyeti, sinir sükuneti zayıflamıştı. Bu birlikte çalışmalarımızı etkiliyor ve etrafında telkinler yapanlar için ümitli bir hal yaratıyordu.”
Atatürk’ün ölümüne dek kendi evinde münzevi hayatı yaşayan İnönü, 10 Kasımdan bir gün sonra nasıl oy birliğiyle cumhurbaşkanı seçildi? Kapalı bir rejimde bu kadar ani bir değişim nasıl olabilir? Şöyle açımlayalım: daha bir gün öncesine dek üçüncü şahıslar huzurunda İnönü’nün adını bile anmaktan çekinecek rejim ileri gelenleri, 24 saatten kısa bir süre içinde nasıl fikir değiştirip, birbirleriyle istişare edip, itirazları giderip, inatçıları ikna edip, ortak bir karara varabildiler? Mantıklı geliyor mu bu size?
Hele Atatürk’ün 5 Eylül 1938’de vasiyetnamesini yazdırırken muhtemelen İnönü’nün ölmüş olduğuna inandığı, bu yüzden İnönü’nün oğullarının eğitimi için kendi şahsi servetinden fon ayrılması talimatı verdiği göz önüne alınırsa, gerçekten ilginç bir durum değil mi?
1937 Eylülü ile 1938 Kasımı arasında Türkiye’de gerçekte neler oldu? Al sana doktora tezi – o da olmadı, tarihi roman – konusu.