No.511
Ayet ve hadis gibi İslamî kaynakları, mezhepleri, uygulamaları ve genel olarak İslam'ı tartışabileceğiniz bir general.
>Kuran ayetleri için:Türkçe:
https://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.php?sure=1&ayet=1İngilizce:
https://quranx.com/
>Hadis bulmak için:https://www.kalamullah.com/hadith.htmlhttps://hadithcollection.com/https://sunnah.com/ No.515
Ayetteki çelişkiler - 1
Kuran 21:57-68'de anlatılan İbrahim'in put kırma hikâyesine göre putların kırıldığını keşfedenler bunu yapanın İbrahim olduğunu bilmiyor ve İbrahim sonradan kavminin ayağına çağırılıp sorgulanıyor.
>"Allah'a yemin ederim ki, siz ayrıldıktan sonra, putlarınıza bir tuzak kuracağım!"
>Hepsini paramparça edip, içlerinden büyüğünü ona başvursunlar diye, sağlam bıraktı.
>Milleti: "Tanrılarımıza bunu kim yaptı? Doğrusu o zalimlerden biridir" dediler.
>Bazıları: "İbrahim denen bir gencin onları diline doladığını duymuştuk" deyince, "O halde bunların şahidlik edebilmeleri için onu halkın gözü önüne getirin" dediler.
>İbrahim gelince, ona: "Ey İbrahim, bunu tanrılarımıza sen mi yaptın?" dediler.
>İbrahim: "Belki onu şu büyükleri yapmıştır, konuşabiliyorlarsa onlara sorun" dedi.
<21:57-63
Ancak aynı hikaye 37:87-97'de çok daha farklı bir şekilde anlatılıyor. İbrahim konumundan hiç ayrılmıyor, kırılan putları fark edenler İbrahim'i de orada görüyor ve kimsenin ayağına çağrılmıyor. Ayrıca kavmine karşılık söylediği cevaplar da diğer ayetlerde verilenlerden farklı.
>"Alemlerin Rabbi hakkındaki sanınız nedir?"
> İbrahim yıldızlara bir göz attı ve "Ben rahatsızım" dedi.
>Onu bırakıp gittiler.
>O da onların tanrılarına gizlice yönelip: "Sundukları yiyecekleri yemiyor musunuz? Ne o, konuşmuyor musunuz?" dedi.
>Sonunda, üzerlerine yürüyüp kuvvetle vurdu.
>Bunun üzerine putperestler koşarak ona geldiler.
>İbrahim onlara şöyle söyledi: "Yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz? Oysa sizi de, yonttuklarınızı da Allah yaratmıştır."
>Putperestler: "Onun için bir yapı yapın da onu oradan ateşin içine atın" dediler.
<37:87-97
No.518
Ayetteki çelişkiler - 2
Allah her şeyi affeder mi?
>Hayır.
<Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışındaki günahları, dilediği kimseler için bağışlar. Allah’a ortak koşan, kuşkusuz, derin bir sapıklığa düşmüştür. (4:116)
>Evet.
<De ki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (39:53)
Allah melekleri peygamber olarak gönderir mi?
>Hayır, melekler şartlara uygun değil.
<De ki: “Eğer yeryüzünde, (insanlar yerine) yerleşip dolaşan melekler olsaydı, elbette onlara gökten bir melek peygamber indirirdik.” (17:95)
>Hayır, sadece şehirler içerisinden seçilen erkekler gönderildi.
<Biz senden önce de, memleketler halkından ancak kendilerine vahyettiğimiz birtakım erkekleri peygamber olarak gönderdik. Yeryüzünde dolaşıp da, kendilerinden önce gelenlerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bakmadılar mı? Elbette ahiret yurdu Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için daha iyidir. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz? (12:109)
>Evet.
<Allah, meleklerden de resûller seçer, insanlardan da. Şüphesiz Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. (22:75)
No.521
>>515koçum nerede yazıyor ibrahimi ayaklarına çağırdılar diye? yemek gecesinde ibrahim yenilecek yere yolda giderken geri dönüp puthanedeki putları kırıyor. yemeği yeyip dönenler kırılan putları görüp ibrahimi sorguluyor. iki ayette de ibrahimin konumu aynı.
>>518>Allah her şeyi affeder mi?4:116'da şirk hariç her günah affedilir demiş, sözün alıcısı herkes
39:53'da bariz bir şekilde sözün alıcısı müslümanlar, her günahların bağışlanacağı söylenmiş. Müslüman olmak ve şirk yapmak mutual exclusive, müslümansan şirk koşamazsın şirk koşarsan müslüman olamazsın. Çelişki yok, bağlamı tamamen göz ardı etmişsin artık 60 iq olduğundan mı yoksa art niyetli olduğundan mı bilemiyorum
>Allah melekleri peygamber olarak gönderir mi?Nebi peygamber resul elçi demektir. Cebrail bir elçidir, resuldur; bu da bir çelişki değil.
(USER WAS BANNED FOR THIS POST) No.523
>>521>koçum nerede yazıyor ibrahimi ayaklarına çağırdılar diye?Birinci ayette olayın örgüsü putların bunu yapanı bilmeyenler tarafından bulunması, başkalarının İbrahim'i anması ve İbrahim'in halkın karşısına getirilmesi şeklinde. Demek ki İbrahim olay yerinden ayrılmış. Ardından İbrahim "Belki büyük olan yapmıştır" diyor.
İkincisinde ise İbrahim putları kırıyor, putperestler koşarak İbrahim'e geliyor yani yapanın kim olduğu hemen saptanıyor. İbrahim olay yerinden ayrılmamış demek. Sonra İbrahim diğer ayette söylendiği gibi "Belki büyük olan yapmıştır" demiyor, "Onları da Allah yarattı" diyor. Bu olay örgülerinde çok büyük farklılıkların olduğunu tekrarlamama gerek yok sanırım.
>4:116'da şirk hariç her günah affedilir demiş, sözün alıcısı herkesSana neden "bütün günahlar nelerdir?" diye sorduğumda "Kim soruyor?" karşılığını vermen gerekir bilmiyorum. Bütün günahların ne olduğu kime hitap ettiğine göre değişmez. Ayrıca 39:53'te sadece ve sadece Müslümanlara hitap ettiğine ve Müslüman olmayanları ilgilendirmediğine dair bir ibâre yok, 39:53'ten sonraki ayetlerde de "Rabbinize dönün, ona teslim olun, Kuran'a uyun" da denmiş. Allah'a teslim olmamak, ona dönmemek ve Kuran'a da uymamak Müslümanlık ile mutual exclusive değil midir de bu ayet kesinlikle Müslümanlardan bahsediyor sonucunu çıkarsıyorsun?
>Nebi peygamber resul elçi demektir.Nebi de peygamberdir, resûl de peygamberdir, resûlün özelliği ona özel kitap inmesidir.
No.524
Ayetteki çelişkiler - 3
Önce gök mü yoksa yer mi yaratıldı?
>Yer.
<De ki: “Siz mi yeri iki günde (iki evrede) yaratanı inkâr ediyor ve O’na ortaklar koşuyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir.” O, dört gün içinde (dört evrede), yeryüzünde yükselen sabit dağlar yarattı, orada bolluk ve bereket meydana getirdi ve orada rızık arayanların ihtiyaçlarına uygun olarak rızıklar takdir etti. Sonra duman hâlinde bulunan göğe yöneldi; ona ve yeryüzüne, “İsteyerek veya istemeyerek gelin” dedi. İkisi de, “İsteyerek geldik” dediler. Böylece onları, iki günde (iki evrede) yedi gök olarak yarattı ve her göğe kendi işini bildirdi. En yakın göğü kandillerle süsledik ve onu koruduk. İşte bu, mutlak güç sahibi ve hakkıyla bilen Allah’ın takdiridir. (41:9-12)
>Gök.
<(Ey inkârcılar!) Sizi yaratmak mı daha zor, yoksa göğü yaratmak mı? Onu Allah kurmuştur. Onu yükseltmiş ve ona düzen ve âhenk vermiştir. O göğün gecesini karanlık yaptı, ışığını da çıkardı. Ardından yeri düzenleyip döşedi. Ondan suyunu ve merasını çıkardı. Dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi. Bunları sizin için ve hayvanlarınız için bir yarar kaynağı yaptı. (79:27-33)
>Yer.
<O, yeryüzünde olanların hepsini sizin için yaratan, sonra göğe yönelip onları yedi gök hâlinde düzenleyendir. O, her şeyi hakkıyla bilendir. (2:29)
No.525
>>523yapan hemen saptanmıyor. koştukları yer putların kırıldığı puthane değil, ibrahimin yanı. bunun üzerine", "derken" diye kısaltmış, yemeği yedip de geldiler diye ayrıyeten belirtmemiş.
>Belki büyük olan yapmıştır" demiyor, "Onları da Allah yarattı" diyor. hayır enbiya önceden anlatmaya başlıyor enbiya 66 ile saffat 95'de senkronize oluyor aç oku
>Bütün günahların ne olduğu kime hitap ettiğine göre değişmezdeğişmiyor zaten. hayatında bir kere şirk koşmuş birisi müslüman olsa da cehennemliktir anlamı yok burada. Zümer 53 ey kullarım diye başlıyor, sözün muhatabı şirkten dönen veya hiç şirk koşmamış kimseler.
>Nebi de peygamberdir, resûl de peygamberdir, resûlün özelliği ona özel kitap inmesidir.hayır yok öyle bir şey. kelime anlamı tam olarak "birinin sözünü olduğu gibi bir başkasına bildiren kimse" demek, cebrailin yapmış olduğu gibi
https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Resul_(%C4%B0slam)nebi direkt peygamber sayfasına yönlendiriyor.
No.526
>>525Verdiğin meal içine ne bulduysa doldurmuş ve hiçbirisinin asıl ayette bir karşılığı yok. Görüntüyü aldığın yerde de bir ton farklı meal var ve hiçbirinde bu eklemeler yok. İlk gördüğünü aldın diyeceğim, yok, 3.'yü almışsın.
>koçum yapan hemen saptanmıyor. koştukları yer putların kırıldığı puthane değilSenin eklemen. Ki hadi böyle olmuş olsun, anlatımın birinde İbrahim diğerlerinin yanına getirilmiş iken diğerlerinde hemen orada sorgulanmış ve kullanılan sözler birbirinden tamamen farklı.
>hayır enbiya önceden anlatmaya başlıyor enbiya 66 ile saffat 95'de senkronize oluyor aç oku"Önceden anlatmaya" başlamıyor ve ayetlerin birisi diğerinin devamı değil. İkisi de baştan sona hikayeyi anlatmış ve ortadan kesilip bırakılmamış, ikisinde de sondaki "Yakılsın!" lafı verilmiş.
>Zümer 53 ey kullarım diye başlıyor, sözün muhatabı şirkten dönen veya hiç şirk koşmamış kimseler.Kullarım ne zamandan beri sadece Müslümanları kapsıyor ve ne zamandan beri Allah'a teslim olmamış, ona dönmemiş ve Kuran'a uymayan kişiler Müslüman sayılıyor? Bir kişi de kendisini "Allah'a teslim olmuyorum, ona dönmüyorum ve Kuran'a da uymuyorum." diye tanımlasa Müslüman sayılma imkânı ne zamandan beri var?
>hayır yok öyle bir şey.İmajlar alâkalı.
No.527
>>526>Verdiğin meal içine ne bulduysa doldurmuş ve hiçbirisinin asıl ayette bir karşılığı yok. Görüntüyü aldığın yerde de bir ton farklı meal var ve hiçbirinde bu eklemeler yok. İlk gördüğünü aldın diyeceğim, yok, 3.'yü almışsın."bayram yerinden dönüp gelince", "Çok geçmeden", "Az sonra", "Telaş içinde", "Bunu haber alan halk", "Bir süre sonra" hepsi aynı anlama işaret ediyor. Kuran herşeyin tane tane anlatıldığı bir ilkokul kitabı olsa neyse, burada gayet anlatılmak istenen gayet açık, çelişki bulmak için tamamen bir mental jimnastik içine girmişsin
>"Önceden anlatmaya" başlamıyor ve ayetlerin birisi diğerinin devamı değil. İkisi de baştan sona hikayeyi anlatmış ve ortadan kesilip bırakılmamış, ikisinde de sondaki "Yakılsın!" lafı verilmiş. enbiya daha önceden başlıyor ikisinin eşleştiği ayeti de numarasıyla verdim okursan görürsün
>Kullarım ne zamandan beri sadece Müslümanları kapsıyor ve ne zamandan beri Allah'a teslim olmamış, ona dönmemiş ve Kuran'a uymayan kişiler Müslüman sayılıyor?müslümanlarla karşılıklı diyalog kurup ey kullarım diye hitap etmış. Kul'un tanımı falan yapılmamış. Burada çelişki olmadığı ve anlatılmak istenen gayet belli. mental jimnastik yapıyorsun koçum. şirk koşan müslüman değildir dedim zaten dediğimi tersten anlamışsın. şirkten dönerse müslüman sayılabilir o zaman da her günahı kabul olabilir anlaması bu kadar zor değil.
>İmajlar alâkalı.resul'un kuranda kullanıldığı anlamı belli, wiki linkleri de resul ve nebinin ne demek olduğunu açıklıyor, tdknin ne dediği ve türklerin bu kelimeyi hangi anlamla kullandığının bir önemi yok
No.528
>>527>resul'un kuranda kullanıldığı anlamı belli, wiki linkleri de resul ve nebinin ne demek olduğunu açıklıyor, tdknin ne dediği ve türklerin bu kelimeyi hangi anlamla kullandığının bir önemi yokBunu sadece Türkler bu şekilde kullanmıyor ve Viki yerine Wiki'ye bakarsan orada da her peygamberin bir resûl olmadığı ve sadece bazılarının elçi sıfatını taşıyabileceği söylenmiş;
https://en.wikipedia.org/wiki/RasūlSome prophets are categorized as messengers (Arabic: , romanized: rusul, sing. , rasūl), those who transmit divine revelation, most of them through the interaction of an angel.Bu sefer 360 yapıp yürümeye başlayacak ve Wiki güvenilir değil diyeceksen;
http://www.differencebetween.net/miscellaneous/religion-miscellaneous/difference-between-rasool-and-nabi/https://questionsonislam.com/article/what-difference-between-nabi-and-rasulhttp://askaquestionto.us/question-answer/prophets/what-is-the-difference-between-nabi-and-rasulKi bu tartışmadan çıkıp ayetlere geri dönersek ve hangi kelimeler kullanılmış diye bakarsak; 17:95 ayeti meleklerin peygamber olarak inemeyeceğini çünkü şartları sağlamadıklarını söylerken RESÛL kelimesini kullanıyor. RESÛL inemez denmiş.
https://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.php?sure=17&ayet=95
>müslümanlarla karşılıklı diyalog kurup ey kullarım diye hitap etmış.Müslümanlara hitap etmediğini ondan sonraki ayetlerde devam eden sözlere dayanıp bu özellikleri taşıyanların zaten Müslüman olmadığını söyleyerek cevap verdim zaten. 39:53'te hitap ettiği kişilere sonra 54'te Rabbin'e dön ve ona teslim ol, 55'te Kuran'a uy diyor. Yine aynı ayetlerin devamında "Böyle devam ederseniz azap gününde size 'Ayetleri yalanladınız' diyerek karşılık vereceğiz diyor.
Bunu geçtim, "Ey kullarım!" ifadesi hiçbir zaman sadece Müslümanlara hitap etmez ve Kuran'da da Müslümanlar için kullanacağı zaman araya bir şey eklenmek zorunda kalınır ve "Ey iman eden kullarım!" ya da "Ey inanan kullarım!" denir. Senin anlayışına göre burada "Ey iman eden Müslümanlar!" diyor, iman etmeyen Müslüman mı var da böyle saçma bir eklenti içine girilmiş? Asıl anlayışa göre (ve kaynak olarak bakabileceğin her yere göre) kul demek insan demektir, ey kullar diyen ey insanlar diyordur.
>enbiya daha önceden başlıyor ikisinin eşleştiği ayeti de numarasıyla verdim okursan görürsün"Senkronize oluyor" dediğin yerin öncesi diğer surede geçen kısımda da verilmiş, birbirlerini tamamlamıyorlar çünkü ikisi de aynı hikayenin farklı anlatımları ve ikisi de hikayeyi tamamlıyor. Senkronize dediğin birinin bıraktığını diğerinin tamamlaması ya da aynı şeyleri söylemeleri ile olur, aynı hikayeyi farklı ancak önemli detayları değiştirerek anlatmaları ile değil.
Yalnız bundan sonraki yanıtlarına cevap vermeyeceğim çünkü bana en bâriz şeyleri anlattırıyor ve tekrar ettirtiyorsun.
No.550
>>528>Bunu sadece Türkler bu şekilde kullanmıyor ve Viki yerine Wiki'ye bakarsan orada da her peygamberin bir resûl olmadığı ve sadece bazılarının elçi sıfatını taşıyabileceği söylenmiş;her peygamber allahtan mesaj almadığı için mesajı ileten yani resül değildir. resul = mesajcı nebi = çağıran bunların ikisi aynı değil, ikisine de peygamber dendiği için aynı anlama gelmiyorlar
>Ki bu tartışmadan çıkıp ayetlere geri dönersek ve hangi kelimeler kullanılmış diye bakarsak; 17:95 ayeti meleklerin peygamber olarak inemeyeceğini çünkü şartları sağlamadıklarını söylerken RESÛL kelimesini kullanıyor. RESÛL inemez denmiş.insanlara mesajcı olarak kendilerinden olan bir varlık gönderildiği için melek resul gönderilmemiştir demesi melekler resul olamaz demek değil. İneMEZ falan da demiyor. Kuranda meleklere resul dendiği zaten bir gerçek bunun üzerine daha niye ısrar ettiğini anlayamadım.
https://en.wikipedia.org/wiki/Angels_in_Islam#Etymology
>The Quran refers to both angelic and human messengers as rasul
>devam eden sözlere dayanıp bu özellikleri taşıyanların zaten Müslüman olmadığını söyleyerek cevap verdim zaten. 39:53'te hitap ettiği kişilere sonra 54'te Rabbin'e dön ve ona teslim ol, 55'te Kuran'a uy diyor. Yine aynı ayetlerin devamında "Böyle devam ederseniz azap gününde size 'Ayetleri yalanladınız' diyerek karşılık vereceğiz diyor.
>Ve uyun Rabbinizden size indirilen en güzel kitaba, Kur’ân’a, ansızın ve siz hiç anlamadan size azap gelip çatmadan önce. >"""Herkesin""", Allah katından bir sevap kazanamadım, hey gidi hey ve gerçekten de alay edenlerdendim dediği. >Yahut Allah beni doğru yola sevketseydi elbette çekinenlerden olurdum dediği. >Yahut da azâbı görünce, bir kere daha dünyâya dönmeme imkân olsaydı mutlaka iyilik edenlerden olurdum dediği günden önce. >Hayır, dönemezsin; sana bunca delillerim geldiği halde yalanladın onları ve ululuk satmaya kalkıştın ve kâfirlerden oldun. >Ve kıyâmet günü görürsün ki Allah’a karşı yalan söyleyenlerin yüzleri, kapkara olur; ululananlara cehennemde yer yurt mu yok? >Allah, kendisinden çekinenleri, kurtuluşlarına sebep olan şeyle kurtarır, onlar, bir kötülüğe uğramazlar ve mahzun da olmazlar. Nerede müslüman olmadığını söylüyor? Kıyamet günü allahtan yüz çevirenler azaba uğrayacakken siz kurtuluşa eresiniz diye rabbinizden yüz çevirmeyin diyor. Müslüman olmadıklarını imbili eden tek bir detay bile yok.
>"Senkronize oluyor" dediğin yerin öncesi diğer surede geçen kısımda da verilmiş, birbirlerini tamamlamıyorlar çünkü ikisi de aynı hikayenin farklı anlatımları ve ikisi de hikayeyi tamamlıyor.Farklı anlatımlar değil, birbirlerini tamamlıyorlar ve diğer surede önceki kısmı yok.
>Yalnız bundan sonraki yanıtlarına cevap vermeyeceğim çünkü bana en bâriz şeyleri anlattırıyor ve tekrar ettirtiyorsun.Okuduğun HER şeyi tersinden anlıyorsun ve açıklama yapmak zorunda kalmam ve okuduğunu anlamamanda inat etmen beni çok yordu. midwit tier islam eleştirileriyle dolu kalitesiz bir tiradı daha fazla bumplamayacağım, benim de son mesajımdır.
No.551
Benim merak ettiğim allah evrensel kitabı neden bir süre sonra anlaması zorlaşacak şekilde yolluyor da eskimeyen bir dil ile yollamıyor?
>yok meali şöyle yok anlamı aslında şuymuş muho yaşarken o başka anlama geliyordu hebele hübele
so much for the universal religion bro
No.552
>>551%100 bir çeviri yapmak çeviri yapmanın doğasına aykırıdır çünkü tüm diller ancak kendi frameworkleri içerisinde bir anlam ifade eder. Bir çeviri yaptığın zaman yaptığın çeviri asla tam olarak hisleri ve anlamı karşılayamaz belli bir kayıp yaşanır. O zaman allah neden sadece tek bir dilde yolluyor ve insanların eksik anlaması olasılığını hesaba katmıyor? Allah'ın böyle bir şeyi "amaan neyse böyle yollayım" diye düşünmesi olası mıdır?
No.553
>>552Bir tane sorayım kendimi alamadım:
Çeviri işini bir kenara bıraktığımızı düşünürsek Arapça halinde bile aynı cümleyi farklı anlamlarda anlayan dolu insan var. Bu karmaşıklığın amacı nedir ve neden önlenmemiştir? Allah veri aktarmak istediği zaman bunu dil gibi kusurlu bir yapı yerine daha verimli yollar ile neden yapmamıştır? Örneğin beynimize direkt olarak transfer etseydi olmaz mıydı?
No.554
>>551>>552bilinen en eski kuran örneği günümüzdekinden farklı ve üzeri silinip tekrar yazılmış. Farklı dillerde indirilmemiş olması vesaire bence bütün bunların açıklaması kuran Allah denen ayrı bir varlığın sözleri değil, ilahi bir kitap değil, muhammedin tek varlık ağzından yazdığı bir kitap.
No.595
Kötülük Problemi
Allah varsa Afrika'daki çocuklar niye aç?
1) Allah her şeye gücü yetendir.
2) Allah her şeyi bilendir.
3) Allah iyidir.
4) Kötülük vardır.
5) Bir dizi ifade sadece ve sadece şu şartlar geçerliyse mantıksal olarak tutarsızdır: (a) dizi seti "p & p değil" formundan bir direkt çelişki içerir; yada (b) direkt çelişki bu ifade setinden çıkarsanabilir.
6) Allah her şeye gücü yeten ise, dünyadaki tüm kötülüğü ve ızdırabı engellemeye gücü yetmelidir.
7) Allah her şeyi bilen ise, dünyadaki tüm kötülükten ve ızdıraptan haberdar olmalı ve bunları nasıl engelleyeceğini yada
önleyebileceğini bilmelidir.
8) Allah en iyi olan ise, dünyadaki kötülüğü ve ızdırabı engellemek istemelidir.
6'dan 8'e kadar olan ifadeler birleştirildiğinde, teizmin mükemmel tanrısı gerçekten var olsaydı, dünyada hiçbir kötülük ve ızdırap olmayacağı anlamına gelir. Ancak dünya dramatik ölçüde kötülük ve ızdırap ile doludur (bu iddia Kuran tarafından da kabul edilmiştir nitekim Kuran'da kötü olarak tanımlanan eylemler dünyada gündelik olarak yapılmaktadır). Eğer 6'dan 8'e kadar olan ifadeleri, dünyamızdaki kötülük ve ızdırap ışığında yeniden düşünürsek şu sonuçlara varmalıyız:
9) Eğer Allah dünyadaki kötülüğü ve ızdıraptan haberdarsa, nasıl engelleyeceğini veya önleyeceğini biliyorsa, engellemeye gücü yetiyorsa, ama yine de engellemiyorsa; mükemmel derecede iyi olamaz.
10) Eğer Allah dünyadaki kötülük ve ızdıraptan haberdarsa, nasıl engelleyeceğini veya önleyeceğini biliyorsa, önlemek istiyorsa, ama yine de önlemiyorsa; her şeye gücü yeten olamaz.
11) Eğer Allah dünyadaki kötülük ve ızdırabı engelleyebilecek kadar güçlüyse, engellemek istiyorsa, ama yine de engellemiyorsa; ya dünyadaki kötülük ve ızdıraptan haberdar değildir, yada nasıl engelleyeceğini bilmiyordur - her halükârda her şeyi bilen değildir.
9dan 11'e kadar olan maddelerden şu ifadeye varabiliriz:
12) Eğer kötülük ve ızdırap varsa, Allah ya her şeye gücü yeten değildir, yada her şeyi bilen değildir, yada mükemmel derecede iyi değildir.
Kötülük ve ızdırap bariz bir şekilde var olduğuna göre:
13) Allah ya her şeye gücü yeten değildir, ya her şeyi bilen değildir, yada mükemmel derecede iyi değildir.
Varmak istediğim noktayı daha açık bir hale getirmek istiyorum. Bu argüman dizisinin varmak istediği nokta (dünyadaki kötülük ve ızdırap ışığında), eğer Tanrı varsa onun ya güçsüz, ya bilgisiz, yada kötü olduğudur. 13. ifade ile 1'den 3'e kadar olan ifadelerin birbiriyle çelişki içerisinde olduğu gayet bariz olmalıdır. Bu çelişkiyi daha bariz yapmak için, 1. , 2. ve 3. ifadeleri tek bir ifadede birleştirebiliriz:
14) Allah her şeye gücü yeten, her şeyi bilen, mükemmel derecede iyi olandır.
13. ve 14. ifadelerin aynı anda doğru olmasının hiçbir yolu yoktur. Bu ifadeler mantıksal olarak tutarsızdır.
14. ifade basitçe 1'den 3'e kadar olan ifadelerin birleşimidir ve teistlerin esas inancının ifadesidir. Ancak 1'den 3'e kadar olan ifadeler ile 13. ifade de çıkarsanabilir (bunun nasıl yapıldığı 6. ifadeden 12. ifadeye kadar anlatılmıştır.). Ancak, 13. ve 14. ifadeler mantıksal tutarsızlıktır. 1'den 4'e kadar olan ifadelerden bir tutarsızlık çıkarılabildiği ve teistler bu ifadelere inandığı için, teistlerin inançları tutarsızdır.
No.597
>>595epikür paradoxu bence çöplükten ibaret. Bu tür sorular tanrı konseptine insansı özellikler ekleme hatası yalnızca.
Tanrı bizim zaman ve mekanımızın içinde değil ötesinde var. Sanıldığı gibi oturmuş dünyayı izlemiyor, aksine onun nezlinde çoktan evren başladı ve aynı anda sona erdi bile. Tanrıyı iyi kılan kötüyü engellemesi değil; sana ilahi adalet ve mükafat vaadetmesi, seni "var olmak" onuruyla şereflendirmesi ve yanımızdaki herkesin ölüp gideceği şu dünyada ilahi yalnızlığımıza son vermesi. Çeşitli dinlerde de dünyevi hayatta bir ceza/ödül mekanizması sunmasını ekleyebiliriz sınırlı biçimde.
Tanrı kötülükleri (evil) yok etseydi iyilik kavramı da olmazdı. Sıcak kavramı olmadan soğuk kavramının da hiçbir anlamının olmayacağı gibi. Sefalet var olmalıdır ki bereket var olabilsin, ızdırap var olmalı ki mutluluk var olabilsin.
No.598
tanrı var mı yok mu bilmenizin hiçbir yolu yok. agnostiklik kırmızı haptır.
No.600
>>597>Bu tür sorular tanrı konseptine insansı özellikler ekleme hatası yalnızca.Argümanı tane tane yazdım, tanrıya bizim tarafımızdan eklenen hiçbir özellik yok. Tüm çıkarımları ilk 4 öncülden yapıyoruz ve bunları da kendimiz bulmuyoruz, bize teizm söylüyor. O yüzden tanrı konseptine aykırı olacak bir problem varsa bunun sebebi biz değil teizm, ki yine bizim işimizi görüyor bu sayede.
>Tanrı bizim zaman ve mekanımızın içinde değil ötesinde var. Sanıldığı gibi oturmuş dünyayı izlemiyor, aksine onun nezlinde çoktan evren başladı ve aynı anda sona erdi bile.Bunun herhangi bir şeyi nasıl değiştireceğini görmüyorum, hatta "Tanrıya göre bunlar çoktaaaan bitti" demek zamana bağlı olmamayı tam olarak anlamıyor da diyebilirim.
>Tanrı kötülükleri (evil) yok etseydi iyilik kavramı da olmazdı.Eğer tanrı her şeyi bilen ise kötülüğü yok ederken iyiliği tutmayı da bilir ve her şeye gücü yeten ise bunu yapmaya da güç getirir. "Nası' olacak" diye bana sorsan ben cevap veremem çünkü her şeyi bilen değilim, her şeye güç de yetirmiyorum, ama eğer bu sıfatlara sahip bir tanrıdan bahsedeceksek bunu yapması için önünde herhangi bir engel yok.
No.601
>>597Yanlis acidan bakiyorsun zaten insani bir tanriyi follos ediyor ustad. Sen gotunden uydurmussun tanri soyut bir matematik formuludur insana benzemez karar almaz ezelidir ebedidir yaratmistir hem vardir hem yoktur vs. fransiz romani gibi betimliyorsun kendi icinde bir mantigi da varla yok arasi o da kimsenin sikinde degil, yaratici ve karar alan bir tanri iki bin sene once toprak alti mezara gonderildi.
No.602
>>597>>600iyilik ve kötülükten tanrı'yı konuşurken bahsetmek anlamsız bence. iyilik ve kötülük subjektiftir. kişiye, duruma ve çıkarlara göre değişir. yapılan bir olayın iyi veya kötü olduğunu evrensel olarak belirlemek imkansızdır. çünkü iyi veya kötünün evrensel bir tanımı yoktur.
tanrının kötü olması da ilginç bir durum değil. tanrı senin kötü tanımına göre kötü olabilir fakat bu tanrının var olmasına engel değil. benim imkanım olsa simülasyon yaratıp tüm varlıklara acı çektiririm bu benim (tanrının) var olmadığı anlamına gelmez.
eğer tanrıyı tek başına değil de dinlerle birlikte düşünüyorsanız ve din de tanrı iyidir diyorsa da fark etmez. dinin dediği şeyler genelde yoruma çok açık oluyor yani eğip büküyorlar "tanrı en iyi askerlerini en çok sınarmış" falan diye.
dinleri yalanlamak veya dinlere güvenmemek için dinlerin çelişkili olmasına gerek yok. dini kitapları bir insanın da yazabileceği gerçeği var olduğu sürece dinleri tanrının yolladığı kanıtlanamaz. tanrı vücut bulup mucize yaratsa gözümüzün önünde ona bile tam olarak güvenilemez çünkü bizim bilgimiz olmayan bir teknolojiye sahip birisi de yapmış olabilir. burda tanrı tanımı devreye giriyor. kendinden çok üst bir varlık evreni yaratmamış olsa bile tanrın olabilir. insanların tanrıyı arama sebebi de kendinden güçlü bir varlığa güvenip kendini huzurda hissetmesidir zaten.
No.603
>>602>iyilik ve kötülükten tanrı'yı konuşurken bahsetmek anlamsız bence. iyilik ve kötülük subjektiftir. kişiye, duruma ve çıkarlara göre değişir. yapılan bir olayın iyi veya kötü olduğunu evrensel olarak belirlemek imkansızdır. çünkü iyi veya kötünün evrensel bir tanımı yoktur.Tamamen önemsiz. Argüman zaten "Tanrı iyidir" diyen insanları ilgilendiriyor ve bu durumda iyiliği nasıl tanımlarsan tanımla bir şey fark etmiyor. Eğer en başında tanrının iyiliğini iddia etmeyeceksen argüman hatalı da olmuyor, sadece sana yönelik değil oluyor.
>tanrının kötü olması da ilginç bir durum değil.Tanrı kötüyse niye iyilik var?
>eğer tanrıyı tek başına değil de dinlerle birlikte düşünüyorsanız ve din de tanrı iyidir diyorsa da fark etmez. dinin dediği şeyler genelde yoruma çok açık oluyor yani eğip büküyorlar "tanrı en iyi askerlerini en çok sınarmış" falan diye.E büksünler, neden "Ya zaten bükerler" diye pozisyonumuzu bozalım ki. Sadece tartışma kazanmaya çalışmıyoruz burada, felsefe yapıyoruz aynı zamanda. Onların saçmalayacak olması bize bir şey kaybettirmez, belki kazandırır.
>dinleri yalanlamak veya dinlere güvenmemek için dinlerin çelişkili olmasına gerek yok. dini kitapları bir insanın da yazabileceği gerçeği var olduğu sürece dinleri tanrının yolladığı kanıtlanamaz. Doğru ancak bu sadece ispat yüküne güvenen defansif bir pozisyon, biz ofansife oynuyoruz. Haklı olmamız bunlara bağlı olmasa bile yine de konuşuyoruz ki gücümüz artsın ve teolojide teistler diledikleri gibi at koşturamasın.
No.605
>>603>Tanrı kötüyse niye iyilik var?Yanlış aktarmışım tanrı %100 kötüdür anlamında değil tanrının içinde kötülük de varsa anlamında dedim.
Ama evren algılayabildiğimiz haliyle sadece insan için yaratılmış gibi durmuyor ve daha karmaşık gibi. İyiliği ve kötülüğü tanrı yerine evrenin ve fizik kanunlarının bir sonucu olan evrime bağlamak daha mantıklı. Tanrı evreni ve kanunlarını yaratmış olabilir fakat insanın ve insanın bilincinin oluşumunu tanrının kendi başına organize etmemiş olması ihtimali de var.
>Argüman zaten "Tanrı iyidir" diyen insanları ilgilendiriyorAynen o kadarını anladım. O tür insanlar tanrının iyi olduğunu kanıtlayan bir şeyleri olmasa da öyle inanmak istedikleri için inanıyorlar yani onları mantıksal argümanlarla ikna edebileceğimizi sanmıyorum.
No.606
>>605> O tür insanlar tanrının iyi olduğunu kanıtlayan bir şeyleri olmasa da öyle inanmak istedikleri için inanıyorlar yani onları mantıksal argümanlarla ikna edebileceğimizi sanmıyorum.bunu geri alıyorum. yani yeterince uğraşılırsa ve gözlerine sokulursa bir yerden sonra akıllarına yatmaya başlar ve irademize boyun eğerler haklısın. bu bir iradeler savaşı.
No.607
>>605>Yanlış aktarmışım tanrı %100 kötüdür anlamında değil tanrının içinde kötülük de varsa anlamında dedim.O hâlde yine argüman buna yönelik değil, dediğim gibi argümana cevap vermiyorsun sadece argümanın neye yöneltilmediğini söylüyorsun bu durumda, o zaman sorun kalmıyor tabii ki.
Allah varsa Afrika'daki çocuklar neden aç argümanının müslümanlar tarafından bu kadar mem edilmesine ve Reddit ateistlerine bile mem olduğu kabul ettirilmesine rağmen hâlâ bir cevassı verilememesi çok komik bence.
No.608
>>607şimdi kuran tam olarak allah iyidir diyor mu ki?
allah tam da çocukların işkence görmesine ve travma yaşayıp kötü birer yetişkin olup günah işlemesine sebep olabilecek ve ardından onu cehennemde yakabilecek bir varlık. buna cevap "allah'ın hikmeti anlaşılmaz".
yani biraz mantığını kullanan allahın "iyi" olmadığını anlar bence anlamıyorsa da eğitilmezdir.
No.609
>>608İyilik ve kötülüğü İslam ahlâkı tanımlıyorsa dış değerlere başvurup "Ya bu bu nasıl iyi olabilir" demek belki duygusal olarak işe yarar ancak felsefî olarak bir değeri olmuyor. Kötülük Problemi de hiçbir şekilde neyin iyi neyin kötü olduğuna değinmiyor, sadece böyle şeyler var diyor. O yüzden adam öldürmeye iyi, bağışlarda bulunmaya da kötü diyen bir din olsaydı bile Kötülük Problemi o din için geçerli olacaktı. Gücü de buradan geliyor.
İslam da bazı şeylere iyi bazı şeylere kötü dediği ve Allah'a da iyi sıfatları verdiği için (elbette burada neye iyi neye kötü dediğinin önemi yok, diyor olması önemli) Kötülük Problemi İslam için geçerli oluyor.
No.610
>>609insanın kendi içinden gelen dinden bağımsız bir ahlak anlayışı olabilir ve türkiye'deki çoğu tatlı müslümanda var bence. onlara açıkça allah'ın aslında şeytanı yarattığı için tüm kötülüklerin kaynağı olduğunu belli edersen dine inanmak içlerinde bulunan ahlak anlayışıyla ters düşer ve muhtemelen tedirgin hissederler. artık içten geldiği için değil korkularından inanmaya devam ederler.
tabii insan böyle stresli bir olayı yaşamak yerine söylenenleri reddedip cope yoluna gitmeyi seçer. senin dediğin olayın mem olma sebebi de benzer bir sebepten.
No.611
>>610tatlı su müslümanında*
kek
No.620
>>610Benim de tatlış müslümam tanıdıklarım var ve evet, zaten kesinlikle kendi ahlak anlayışlarına sahipler ancak bu argümanı aynen bu şekilde önlerine koyduğum zaman hızlıca neyin iyi neyin kötü olduğunun öneminin olmadığını anlıyorlar. Anlamayana da bir kere söylüyorsun yetiyor, o zaman anlıyor. Bence Allah'ın kötü olduğuna inandırmaktan daha kolay bu, çünkü (sen haklı olsan bile) argüman bu yeni bir beyin yıkama ile üzeri örtülebilecek bir şey. Kötülük Problemi ise tamamen bir şah mat, asla unutamayacağı bir argüman çünkü ne söylerse söylesin ilk 3 öncüle takılıyor.
No.621
>>595saçma çünkü zaten Tanrının iddiası yargıyı yürüteceği yerin dünya değil ölümden sonrası olması. yani Tanrı iyi olsa bile bu dünyada bazı şeylere nadiren karışıyor ve kötülüğe elleşmiyor. yine Tanrının iddiasında öbür dünyada her şeye yeten gücünü kullanacağı için kötülüğe izin vermeyecek çünkü kötülüğün cezasını ebedi olarak verecek.
No.622
>>621tamam da kötülüğü de tanrı yarattı ki. her şey tanrını bir ürünü yani kötülüğü de o yarattı ve kötülüğü insanlara bahşettiği için onları bir de cezalandırıyor
No.623
>>622iyiliğin eksikliği = kötülük
kötülük bir varlık değil, bizler boş birer kutuyuz sadece içimizdeki iyiliği boşaltırsak kötü oluyoruz
No.624
>>623yine aynı şey. bazı insanlara yeterince iyilik bahşetmediği için kötü oluyor o insanlar sonra cehenneme gidiyorlar.
No.625
>>624tekrarlıyorum, tanrı çoğunlukla dünyaya karışmadığı için iyilik veya kötülük bahşetmiyor. cennet bir insanı diğerinin üstünde ya da altında yaratmaz. insanlar istisnai durumlar haricinde eşit yaratılır ve Tanrının geçici olarak yarattığı evrende kendilerine başta bahşedilmiş iyilik ve kötülüğü ayırabilme yeteneğini kullanarak hareket ederler. eğer bir insan gururdan, aç gözlülükten ve kibirden sakınırsa iyilikle doldurur içini; açgözlülük, cehalet ve gurura kapılırsa da kötü olur. iyilik de kötülük de bahşedilmez. karanlık ışığın olmaması ve kötülük iyiliğin olmamasıdır ve bu bakımdan bütün yaratılmışlar Tanrının yer yüzüne yolladığı fenerleridir ve bunu nasıl kullandıkları konusunda hesaba çekileceklerdir.
No.626
>>621>saçma çünkü zaten Tanrının iddiası yargıyı yürüteceği yerin dünya değil ölümden sonrası olması. Kötülüğün cezasını ebedi olarak verecek.Yargıdan bahsetmiyoruz. İyi bir varlık önünde birisi vahşice öldürülüyorken ya da bir çocuk tecavüze uğruyorken onu seyredip "Nasıl olsa cezasını sonra vereceğiz." der miydi, bu kişi gerçekten iyi midir? Yargıladıktan sonra bu insanların kötülüğe maruz kaldığı, bazılarının sırf bu olaylar yüzünden intihara kadar sürüklendiği ve intihar ettiği için de yargılanacağı gerçekleri değişir mi?
>>623Kötülüğün hangi sebepten olduğu önemsiz, burada "iyiliğin eksikliği=kötülük" kavramının ne kadar boktan bir tanımlama olduğunu ve tecavüzün veya cinayetin aslında sadece bir iyi niyetle alınan kararların yokluğu değil aktif olarak alınan, pozitif bir karar olduğunu görmezden geliyorum. Kötülük var mı, var. Bitti. Yukarıda açıklandı, kötülüğün ya da iyiliğin kendisi önemli değil, var diyorsak argüman geçerlidir.
No.627
>>626>bu kişi gerçekten iyi midir?Tanrının iddia ettiği yaşam sonrası sonsuzluk ve refah göz önüne alındığında evet karşılığı fazlasıyla verilecek. "Rabbin verecek ve sen hoşnut olacaksın" tanrı garantisini kendi veriyor.
>intihar ettiği için de yargılanacağı gerçekleri değişir mi?Eylemler sebeplere göre yargılanacağı için bunun Tanrının mükemmel adaleti için bir sorun teşkil etmeyeceği açıkça görünüyor. Tanrı, yargısı sonrası, kimsenin şüphe edemeyeceği adaletini sağlamış olacağını söylüyor. Yani evet, bunlara göz yuman bir varlık acizlikten uzak olduğu için kutsal adaletin zamanını beklemeyi bilir ve ancak gerçek yargı vaktini bilen bir kişi bu göz yummaya rağmen kesinlikle iyi olarak tanımlanabilir.
>pozitif bir karar olduğunu görmezden geliyorumTecavüz veya cinayetin sebebi insanın vicdani ve adalet duygularının eksikliği sebebiyle ortaya çıkar. Yani evet kötülük = iyiliğin eksikliği (iyilik içinde vicdan, adalet, empati, dürüstlük… hepsini barındırır)
>Yukarıda açıklandı, kötülüğün ya da iyiliğin kendisi önemli değil, var diyorsak argüman geçerlidir.Argümanın geçersiz çünkü Tanrı'nın dünyada iyilik veya kötülüğe etkisi olmadığı gerçeğini kavrayamıyorsun. Senin gelecek yargı hakkında bilgin olmadığından aciz bir şekilde anlık zorluğun karşılığı olmadığını düşünüyorsun. Argümanın Tanrının iddia ettiği ölümden sonraki sonsuzluğu görmezden geliyor.
No.628
>>627>Tanrının iddia ettiği yaşam sonrası sonsuzlukBaşına gelenin önemi yok sonsuzluk için.
>refah göz önüne alındığında evet karşılığı fazlasıyla verilecek.Hayır başına kötülük gelenlere daha fazla ödül yok ve hayır böyle bir ödül olsa bile kötülüğün üstünü kapamıyor ya da bunu aklamıyor. Ha madem üstünü kapatıyor ve "fazlasıyla" veriliyor, o zaman gidelim de total mutluluğu arttırmak için tecavüzü serbest bırakalım ve tecavüz spree'lere çıkaralım, ailemizden birisi öldürülünce bayram edelim. Hatta, kendi aile üyelerinin iyiliğini istemez misin? Gönder anneni, karını, kızını gece yarısı, tecavüze uğrarlarsa ne mutlu onlara, tecavüzcüye de teşekkür edersiniz kendisini böyle feda edip böyle büyük ödüller kazandırdığı için. Ha zaten tecavüze uğrayıp ateist olursan vah sana, o tecavüzcünün yanında sen de yanacaksın ve hatta o tecavüzcü sonradan cennete gitme hakkına bile sahip olabilirken sen sonsuza kadar oradasın. Keşke sen de tecavüzcü olsaydın da ateist olmasaydın.
Böyle bir şey yok tabii. Sonradan daha fazlasını vermek hiçbir şekilde başına gelen olayı aklamıyor, insanların çektiği acıları da dindirmiyor.
>Eylemler sebeplere göre yargılanacağı için bunun Tanrının mükemmel adaleti için bir sorun teşkil etmeyeceği açıkça görünüyor. Tanrı, yargısı sonrası, kimsenin şüphe edemeyeceği adaletini sağlamış olacağını söylüyor. Yani evet, bunlara göz yuman bir varlık acizlikten uzak olduğu için kutsal adaletin zamanını beklemeyi bilir ve ancak gerçek yargı vaktini bilen bir kişi bu göz yummaya rağmen kesinlikle iyi olarak tanımlanabilir.Senin tanrın sana nereden konuşup nerede söylüyor bilmiyorum. Kimsenin şüphe edemeyeceği adalete de neden bu kadar fazla güveniyor anlayamadım çünkü şu anda biz tam olarak bu adaletten şüphe ediyoruz. Ve tekrar söylüyorum, bunlara göz yuman birisi iyi olarak tanımlanamaz çünkü kötülüğün varlığına bilerek ve isteyerek izin vermek, bunları durdurabilecek güce sahipken durdurmamak ve sadece olduktan sonra harekete geçip yine kişinin başına geleni değiştirmeden sus payı verir gibi ödül vermek iyilik değildir. Buna mutlak iyilik diyeceksek, kötülüğe en başından izin vermeyip insanların yaşam standardını hiçbir şekilde kötüleştirmeden yaşamalarına izin verene ne diyecektik?
>Tecavüz veya cinayetin sebebi insanın vicdani ve adalet duygularının eksikliği sebebiyle ortaya çıkar. Yani evet kötülük = iyiliğin eksikliği (iyilik içinde vicdan, adalet, empati, dürüstlük… hepsini barındırır)Aynı lafları "İyilik=kötülüğün eksikliği" diyerek tanımlayabilirdim ve hiçbir değişiklik olmazdı. Anlamıyorsun ancak cinayet ve tecavüze sebep olanlar sadece duygu eksikliği değil aynı zamanda saydığın duyguların zıtlarının da varlığı.
No.629
>>625Özgür iradenin olduğunu savunuyorsun ama özgür iradenin allah'ın iradesinden ayrı olması lazım. Her şeyi yaratan allah ise her şey allahın bir uzantısıdır ve sonuç olarak irademiz de allahın bir ürünüdür ve özgür değildir.
No.630
>>628>o zaman gidelim de total mutluluğu arttırmak için tecavüzü serbest bırakalım>tecavüzcüye de teşekkür edersiniz kendisini böyle feda edip böyle büyük ödüller kazandırdığı içiniyice sıçmışsın sana ciddi cevap bile vermemek lazım. bilerek bir şeylere sebep olursan bunun ödülü olduğunu iddia etmedim, iyice çöpe gittin. ha sen gidip tecavüzü serbest bırakırsan öbür dünyada işkence çekeceksin ama tecavüze uğrayanlar öldükten ve adalet sağlandıktan sonra ne bir şey hissedecekler ne de önemseyecekler.
>ve hatta o tecavüzcü sonradan cennete gitme hakkına bile sahip olabilirken sen sonsuza kadar oradasın. Keşke sen de tecavüzcü olsaydın da ateist olmasaydın.kim dedi bunu sana? her şehadet getiren bir gün cennete girmeyecek ki kek
>Böyle bir şey yok tabii. Sonradan daha fazlasını vermek hiçbir şekilde başına gelen olayı aklamıyor, insanların çektiği acıları da dindirmiyor.acıyı veren karşılığında ceza, acıyı çekene de ödül verilecek. bunu kavramak bu kadar zor olmamalı. ve ölüm doğası gereği "acıları dindiriyor"
>Senin tanrın sana nereden konuşup nerede söylüyor bilmiyorumKuran'da :DDD
>kötülüğün varlığına bilerek ve isteyerek izin vermek, bunları durdurabilecek güce sahipken durdurmamak ve sadece olduktan sonra harekete geçip yine kişinin başına geleni değiştirmeden sus payı verir gibi ödül vermek iyilik değildir. eğer bir insan yaparsa bunu, evet değildir. çünkü gelecek ve mutlak yargı sonrası olacaklar hakkında hiç bir fikri yok, gaybı bilmiyor. ama tanrı bunları bildiği için ve öyle olduğunu iddia ettiği için iyidir. zaten burada bizim sorguladığımız şey "eğer tanrı gerçekten var ise, iddia ettiği gibi iyi midir".
>Buna mutlak iyilik diyeceksek, kötülüğe en başından izin vermeyip insanların yaşam standardını hiçbir şekilde kötüleştirmeden yaşamalarına izin verene ne diyecektik?bu oldukça anlamsız olurdu, sadece beslenip refah içinde yaşayacaksam neden bu şekilde yaratılmama gerek vardı ki? sonuçta beslenen bir öküzden farksız olacaktım.
>Aynı lafları "İyilik=kötülüğün eksikliği" diyerek tanımlayabilirdimhayır yapamazdın çünkü kötülüğü tanımlayamazsın. "dürüstsüzlük" kelimesi dürüstlük vasfının eksikliği sonuçta.
No.631
>>629Tanrının süpervizörlüğünde seçim hakkına sahip varlıklarız.
No.632
>>631İnsan örneğin doğum yerini ve doğacağı aileyi seçemez. İnsanın tüm benliği ailesi ve doğduğu çevrenin DNAsı ile etkileşime geçmesi ile gelişir.
Gözlemlediğimiz kadarıyla insanlar benlikleri nasıl gelişirse ona göre hareket ediyor. Senin dediğin tarzda bir özgür irade olursa bu özgür irade tam olarak neye göre karar alacak?
İrade dediğin şey benliğin verdiği kararlardır ama benlik var olduğu an özgürlük imkansız hale geliyor çünkü benliğin tamamen sana bağlı olmayan koşullarla oluştu başta.
No.633
>>632Bir çocuğa hırsızlık iyi diye öğretirsen hırsızlık yapmak ve yapmamak arasında hırsızlık yapmayı seçecektir.
Tam tersini öğretirsen hırsızlık yapmamayı seçecektir.
Özgür irade nerde devreye giriyor?
No.634
>>630>iyice sıçmışsın sana ciddi cevap bile vermemek lazım. bilerek bir şeylere sebep olursan bunun ödülü olduğunu iddia etmedim, iyice çöpe gittin. Bilerek tecavüze uğramanı söylemedim zaten, bilerek başkalarının tecavüze uğramalarını sağla ki "fazlasıyla" verilecek ödüllerden faydalanabilsinler.
>kim dedi bunu sana? her şehadet getiren bir gün cennete girmeyecek ki kek>Müslümanlar cennete giremeyecekTam da bu yüzden nereden okuyorsun bilmiyorum dedim, bundan önce de tam olarak İslam'da olmayan şeylerden bahsettin çünkü. İslam'da "Müslüman olsa bile asla cennete giremeyecek" denilen hiçbir grup yok. Çünkü öyle bir şey yok, sallıyorsun.
>acıyı veren karşılığında ceza, acıyı çekene de ödül verilecek. bunu kavramak bu kadar zor olmamalı.Ne dediğini anladığımı ve bunun adil olmadığını söylediğimi de kavramak zor olmamalı.
>bu oldukça anlamsız olurdu, sadece beslenip refah içinde yaşayacaksam neden bu şekilde yaratılmama gerek vardı ki? sonuçta beslenen bir öküzden farksız olacaktım.Sana bunu sormadım, sorunun etrafında dans ediyor ve konuyu değiştiriyorsun şu ana kadar yaptığın gibi. Sana hayatın anlamını tecavüzün vermediğini açıklayacak değilim.
>"dürüstsüzlük" kelimesi dürüstlük vasfının eksikliği sonuçta.Hayır, "dürüstsüzlük" tam tersine yalan söylemek için pozitif bir motivasyon ve hem geçmişe hem geleceğe dönük bir planlama istiyor, bu yüzden yalanı sadece zeki varlıklar söyleyebiliyor ve bu yüzden yalan söyleyen bir uygulama kodlayamıyoruz. Bu bir şeyin eksikliği değil. Sana bu kadar basit şeyleri anlatmak zorunda kalmam bana üstte "Daha fazla bumplamayacağım" diyeni hatırlattı, ya o'sun ya da eşit kapasitedesiniz.
No.635
>>633Yani sonuç olarak bir insanı bir şey yapmaya iten güç:
- Genetik ve çevrenin etkisiyle oluşan/sürekli gelişen benlik
Bu benlik her duruma uyum sağlamak için farklı şartlarda farklı sonuçlar ortaya çıkarıyor. Bunu bir matematiksel fonksiyon gibi düşün. Travma dolu bir geçmişi olan bir insan yaşadığı travmayı hatırlatacak bir şey gördüğü an kendini koruma moduna alır örneğin.
Etki –→ Beyin –→ Tepki
Evreni de yaratan tanrı olduğu için tüm bu olasılıklar zinciri tanrı tarafından tetiklenmiştir.
Özgür irade kendi başına zaten hayal etmesi mümkün olmayan bir şey. Bir şey özgür ise hiçbir şey tarafından kontrol edilmiyor demektir. Hiçbir şey tarafından kontrol edilmeyen bir şey neye göre hareket edecek ki? Hareket etmek için bir referans noktası yok.
No.636
>>634Kendimi niye yakayım başkası daha fazla ödül alsın diye? Hem Allah aynı zamanda bizden görebildiğimiz kadarıyla kötülüğü engellememizi emrediyor.
Müslümanlar 7 fıkraya ayrılacak ama sadece 1i cennete gidecek diye hadis var ve araştırsan Müslümanım diyen herkesin öyle olmadığını bilirdin.
Konuyu değiştirmiyorum, acı ödül için gerekli bu kadar basit yoksa insanın bu şekilde var olması gereksiz olurdu. Yaratılış gereği irade sahibiyiz.
Kendin diyorsun zekanın getirisi yalan söyleyebilmek diye. Bu kötülük değil sadece kabiliyet. Ama dürüstlük bu kabiliyeti kullanmayı engelleyen :iyi" bir dürtü. Onun eksikliği kötülük. İyi bir insanda da yalan söyleme güdüsü var ama "kotü" bir insanda yok.
Ve kek, demek ki iki farklı yerde iki farklı kişiden aynı muameleyi görüyorsan sorun senin algılamandadır.
No.637
>>636>ama "kotü" bir insanda yok.yanlış yazmışım, ama kötü bir insanda dürüstlük yok
No.642
>>6367 değil 73 ve hadisin farkındayım ancak bu tecavüzcülerin veya katillerin cennete gidemeyeceği anlamına gelmiyor. Birisi sonradan ehli sünnete dahil olursa gayet de Müslüman ve o hadis kapsamında da cennete gireceklerden oluyor, zaten o hadis de ehli sünnet olmayanların giremeyeceğini söylüyor ki onlara da Müslüman denmiyor.
>acı ödül için gerekli bu kadar basit yoksa insanın bu şekilde var olması gereksiz olurdu.Acıdan değil tecavüz, cinayetten bahsediyoruz. Bunların olması yaşamı daha iyi yapmıyor, ki, eğer Allah her şeye gücü yeten ve her şeyi bilen ise senin ortaya koyabileceğin problemlerin hiçbirisi olmayabilirdi de.
>Kendin diyorsun zekanın getirisi yalan söyleyebilmek diye.Sadece zekanın getirisi demiyorum, bu bir şeyin yokluğundan değil varlığından kaynaklanıyor diyorum. Senin söylediğine göre yalan söylemek doğal olan pozisyon ve sadece üzerine bir şeyler eklediğinde doğru söylemeye başlıyorsun ama böyle bir şey yok.
Daha fazla cevap vermeyeceğim, yine boş, kısır ve her şeyi tane tane ve üst üste açıklamam gereken bir tartışmaya döndü.
No.663
>>662>>Allah>Al ilahal ilah zaten the god diye çeviriliyor direkt, onun dışındakiler güzel ve doğru
No.807
Ayetteki çelişkiler - 6
Birisi bir başkasının günahını taşır mı?
>Hayır.
<Günahkar kimse diğerinin günahını çekmez. Günah yükü ağır olan kimse, onun taşınmasını istese, yakını olsa bile, yükünden birşey taşınmaz… (35:18)
>Evet.
<Böylece kıyamet günü kendi günahlarını tam olarak, bilmeden saptırdıkları kimselerin günahlarını kısmen yüklenirler. Dikkat edin, yüklendikleri yük ne kötüdür! (16:25)
>Hayır.
<De ki: "Allah her şeyin Rabbi iken O'ndan başka bir rab mi arayayım? Herkesin kazandığı kendisinedir, kimse başkasının yükünü taşımaz; sonunda dönüşünüz Rabbinizedir, ayrılığa düştüğünüz şeyleri size bildirecektir." (6:164)
>Evet.
<Onlar kendi ağırlıklarını, kendi ağırlıkları yanında daha nice ağırlıkları yüklenecekler ve uydurup durdukları şeylerden kıyamet günü sorguya çekileceklerdir. (29:13)
>Hayır.
<Kim doğru yola gelirse ancak kendi lehine yola gelmiş ve kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapmıştır. Kimse kimsenin günahını çekmez. Biz peygamber göndermedikçe kimseye azabetmeyiz. (17:15)
>Evet.
<Onlara, "Allah'ın indirdiğine inanın" denildiğinde "Bize indirilene inanırız" deyip ondan sonra gelen Kuran'ı inkar ederler; halbuki o, ellerinde bulunan Tevrat'ı tasdik eden hak bir Kitap'dır. Onlara "Eğer inanıyor idiyseniz niçin daha önce Allah'ın peygamberlerini öldürüyordunuz?" diye sor. (2:91)
No.902
>>595>Allah varsa Afrika'daki çocuklar niye aç?Allah based olduğu için.
No.1198
bump
No.1200
silmeseydiniz öbür tiradı, bu tirad kafir infested
No.1329
Tahtamdan siktirin gidin
No.1330
Müslümanları öldürün muhammedi sikin
No.1331
Araplardan nefret ediyorum reeeeeee
No.1332
>>1331>>1330>>1329...Ve sizinle karşılaştıklarında “Biz de inandık” derler, fakat yalnız kalınca size olan kinlerinden dolayı parmaklarına diş geçirirler. De ki: Kininizle geberin! Allah, göğüslerin en mahrem sırlarını bilendir. { Al-imran 119}
No.1333
>>1332öl öl öl öl öl öl öl
No.1335
yeni bir sey ogrenen el-ilax ve akabinde gelen balance fix:
>65﴿ Ey peygamber! Müminleri savaşa teşvik et! Eğer sizden sabırlı yirmi kişi bulunursa inkâr edenlerden iki yüz kişiyi yener, sizden yüz kişi olursa bin kişiyi yener; çünkü onlar yaptıklarının bilincinde olmayan bir topluluktur.
>﴾66﴿ Allah sizde bir zayıflık olduğunu bildi de şu andan itibaren yükünüzü hafifletti. Artık sizden sabırlı yüz kişi olursa Allah’ın izniyle iki yüz kişiyi yener, sizden bin kişi olursa iki bin kişiyi yener. Allah sabredenlerle beraberdir.
No.1338
>>1335İlk ayette tam sabırlı diye geçiyor kardeşim sadece sabırlı yazmışsın, tam sabırlı 100 kişi ile sabırlı 100 kişi arasındaki tek kelimelik farkı beynin idrak edebiliyor mu acaba ?
No.1377
>>1338ayette "TAM" gelimesi bile geçmiyor. çöl menşeili primitif dininizi biz mi öğreteceğiz? bir bok biliyorsan yaz. bilmiyorsan dininin şerefini beş para etmez kelime oyunlarıyla kurtarmaya çalış, bütün lvl 1 müsloların yaptığı gibi.
top kek.
No.1379
>>1378Alfa mindsett çağların başından beri böyle cesur köktendinciler sayesinde olaylar cereyan ediyor based adam
No.1393
>>1378BASED VE İSLAMPİLLED
No.1396
>>1378>ayet çelişkileri umrumda değil şah mat sincap.
*r*b bokuna bana bana hayvan kemiklerine yazılmış bok + bok dininin uyduruk olduğunu bile bile inanmaya
müslo RP'si yapmaya devam et.
anon out.