/kc/ - Kaliteli & Ciddi Tartışma

21. yüzyıl'ın ilk çeyreği objektif bir şekilde kötü bir dönem, insanlık tarihinde nostalji fetişizmini katmasan bile ortak kanıya göre kötü geçmiş dönemler olur (büyük buhran, 2. dünya savaşı, 1907-8'deki sanayi krizi vs.), 21. yy'da o dönemlerden biri. Tek fark kriz savaşla ya da ekonomiyle tam alakalı değil daha çok sosyolojik sebeplerle alakalı.
Ekşi'ye dön, bokşi'ye dön muhabbeti olmayacağını ve sojakların havada uçuşmayacağını bilsem uzun uzun yazardım. İstiyosan tiradı /kultur/e aç.

>>42
Ekşiye dön.(USER WAS BANNED FOR THIS POST)

>>42
Zaten kultur tahtasındayız.

>>42
Yaz da okuyalım

>>45
Şirketlerin monopolleşmesi
Monopollerin tüm dünyada tüketim alışkanlıklarını tekleştirmesi
Bu tekleşen tüketim alışkanlıkları kendi kültürüne ters olduğu halde zorla ayak uydurmaya çalışan yeni nesiller
Bu tüketim alışkanlığına ayak uyduramadığı için gittikçe daha da abazalaşan, öfkesi artan, incelleşen erkekler
Tüketim alışkanlıkları tekleştiği için güzellik anlayışının, sanat ve beğeni algılarının, insan ilişkilerinin de tekleşmesi
Bu tüketim alışkanlıklarına sahip olabilmek için üretim alışkanlıklarının da altta kalanın canı çıksın düsturuna evrilmesi
Bu artan rekabetin kıskançlığı ve ayrıştırıcılığı arttırması, en ufak bir tercih farkında bile bir türlü bir araya gelemeyen kutuplaşmış insanlar yaratması
Bu kutuplaşmanın öyle bir hal alması ki artık insanların birbirinden sırf cinsiyet farkından dolayı bile nefret edecek hale gelmesi
Koca koca insanların ilkokul talebesi gibi "kadın vs. erkek" sidik yarışına girmesi
Bu ayrıştırmanın bir şeyleri değiştirebilecek insanları bir araya getirmemesi, bilakis birbirine düşman etmesi
Tüm bunların asıl müsebbibi tekelci şirketler olduğu halde insanların bu şirketleri hala dostu olarak görmesi
Bu şirketlerin ürettiği yeni olan her şeyi "peki bu ne işe yarayacak?" diye sormadan gözü kapalı tüketmesi
Bu düzen değişmeli diyen insanların doğuda halay çekmekten başka bi sik yapmaması
Batıda ise yine bu mezkur şirketler tarafından metalaştırılması, bir popüler kültür stereotipi haline getirmesi (mavi saçlı vegan kız vs.)
Metanın kendisinin bile metalaşması
Marks'ın haklı çıkması ama Marks'ın önerdiği alternatifin de ayrı bir distopya olması (Sovyetler, Venezuela, K. Kore, vs.)
Haklı çıkan adamın bile haksız olabileceği post modern bir fluluk
Post modernizmi eleştirirken bile post modernizmden çıkamamak
Artık Joker filmindeki gibi delirmenin en doğru yol gibi gözükmesi
Ama Joker gibi filmler yüzünden delirmenin bile metalaşması

Tüm bunlara baktığım zaman, bundan 100 ya da 200 yıl sonra, bu dönemin tarih kitaplarına: "Aslında o yıllar çok güzeldi ama insanlar nostalji fetişi yüzünden kıymetini bilemedi" şeklinde geçeceğini hiç sanmıyorum. Bunu bugün Büyük Buhran dönemi için söylemek ne kadar aptalcaysa, 21. yüzyıl için de söylemek o kadar aptalca olacak.

>>46
Dediklerinde genel olarak haklısın, kendini hurr durr yapmadan ifade etmişsin niye utanıyorsun ki?

>Marks'ın haklı çıkması
Her sistem yozlaşır iki kere iki dört, Marks neden ve nasıl yozlaşacağını ve çözümün ne olacağını anlamadı. Üst sınıf kemikleşiyor, orta sınıf küçülüyor yaşadığımız çoğu sorunun kaynağı bu. Demokrasi dediğin şey otoriteden şüphe, yurttaşların işbirliği ve tartışma kültürüyle ilgili, bu olmayınca ve orta sınıf çökünce mecbur sistem arıza veriyor. ABD, Amerikan idealizmi ile "sandıkta koyma" demokrasisini empoze ederek dünyaya Sovyetlerden, Çin'den daha büyük zarar verdi. Doğal evrimini bozdu ulusların.

>>162
Derinlemesine araştırma gerekmiyor, Elon Musk'un dünyayı kurtaracak biri olduğunu düşünecek kadar aptal olma, dini veya dünyevi tarikatlara mensup olma yeter.

>herkesin bilgili olduğu konu hakkında oy verme zorunluluğu getirmektir.
Bu konu hakkında çok düşündüm, Mosley denen adam da bunu savunuyordu diye hatırlıyorum. Bizim gibi güvenin eksik olduğu toplumlarda mesleki çatışmalar çıkar, bilgi tescili için diplomalar satılmaya falan başlar aklıma yatmıyor. Birkaç saat sonra ülkedeki yanlışları, bunun global kısmını ve muhtemel çözümleri yazacağım ama baştan diyeyim ittirici güç yok halkta şuan, mecbur altın kalpli oligarşik yapı altın kalpli olmalarına gerek yok akıllı olsunlar yeter veya de fakto diktatör ittirmesi gerekiyor. Tebaa zihniyetli, karnı aç, güvenlik sıkıntısı çeken halka sana hak verdim dersen adam haklarını karın tokluğu ve güvenlik için satar. Kültürel değilim, en basitinden 'yeni sosyete' kavramının oturması birkaç nesil alır.

Z kuşağı çok da akıllı falan değil, ama ülkede gün yüzü görmemiş bir kuşak, keyiflerine düşkünler, çilekeş değiller. Avrupa, ABD bunların hepsini alamayacağına göre.. mecburen kendi söküğünü dikmeyi öğrenmek zorunda kalan yoksa imha olup gidecek bir nesil var. Yoksa çok akıllılar, aydınlar meneleri forslama yakında oy kullanacakları için reklamları yapılıyor sadece şuanda.

>>48
>Elon Musk'un dünyayı kurtaracak biri olduğunu düşünecek kadar aptal olma, dini veya dünyevi tarikatlara mensup olma yeter.
Tarikatlar, kardeşlikler toplumun çok önemli bir parçası bence anon.
>Bizim gibi güvenin eksik olduğu toplumlarda mesleki çatışmalar çıkar, bilgi tescili için diplomalar satılmaya falan başlar aklıma yatmıyor. Birkaç saat sonra ülkedeki yanlışları, bunun global kısmını ve muhtemel çözümleri yazacağım ama baştan diyeyim ittirici güç yok halkta şuan, mecbur altın kalpli oligarşik yapı altın kalpli olmalarına gerek yok akıllı olsunlar yeter veya de fakto diktatör ittirmesi gerekiyor. Tebaa zihniyetli, karnı aç, güvenlik sıkıntısı çeken halka sana hak verdim dersen adam haklarını karın tokluğu ve güvenlik için satar. Kültürel değilim, en basitinden 'yeni sosyete' kavramının oturması birkaç nesil alır.
Halkın kendine bakabilecek kadar büyüdüğü nasıl belli olacak? Doktor bütün hastalıkların bitmesini, asker bütün savaşların bitmesini, çiftçi insanların fotosentez yapabilmesini ister mi?

>>49
>Halkın kendine bakabilecek kadar büyüdüğü nasıl belli olacak?
Onun bunun uşaklığını yapan gruplar olmadan ses çıkardıklarında. Birçok insanın anlamadığı şey bu, demokrasiye uygun taban olduğunda mümkün değil karşısında duramazsın.

> Doktor bütün hastalıkların bitmesini, asker bütün savaşların bitmesini, çiftçi insanların fotosentez yapabilmesini ister mi?
Sürekli benzetme, tabu yıkmak için ister diyeyim sonsuz enerji, barış.. yapılacak iş bulunur anon. Benzetme ile gerçekleri istediğin yöne bükebilirsin, sırf ters köşe ol diye bozuk cevap veriyorum bu yukarıdaki iddiamda fazla ısrarcı değilim fazla kc tier gitme o yüzden.

Üst sınıf, alt sınıf ve bunlar, determinist sürü akılları değil, ayrıca sıradışı birkaç şahıs tarihin akışını topyekün değiştirebiliyor. Bismarck ve II. Wilhelm gibi. İkisi de taca hizmetle yükümlüydü, bak biri nasıl yaptı diğeri nasıl yaptı. Yani bu üst sınıf bizi ömür boyu engeller olayı yanlış bir şey, ayrıca üst sınıf yeteri kadar kültürlü ve akıllıysa orta sınıf yaratmak ister, orta sınıf da demokrasi denen nanenin tabanı oluyor. Erken dönem orta çağdaki, yüksek dönem orta çağdaki ve aydınlanma çağındaki aristokrasiyi birbirleriyle kıyasla.

Orta sınıfa destek olan aristokratlar uzun vadede kazandılar, bunun yanı sıra orta sınıfın dürtüklemesi ve abartılı miktarlarla kapital birikmesi sayeside rönesans ve ardılları gerçekleşebildi. Orta sınıfsız orta sınıf hiç yok değildi ama ne dediğimi anladın aristokrasi baya gerici, innovasyon düşmanı stabiliteye abartılı anlamlar yükleyen bir şeydi. Uzun vadede kim kazandı? İşte o yüzden üst sınıflar mecburen orta sınıfı kollamak zorundadır. Gücüne meydan okunmadığı Kongo'da üst sınıf mı olmak istersin, mülkiyet ve temel özgürlüklerinin garanti altında olduğu gelişmiş bir ülkede orta sınıf mı? Bu sorunun cevabına gün geçtikçe ikinci cevaba meylediyor insanlar.

2000 karakter limiti halen duruyor admin

>>49
>>50


Üst sınıf kadiri mutlak değil, üst sınıf çeşit çeşit insanlardan oluşuyor neredeyse determinist biçimde bunlar alt sınıfı hep engeller diyemeyiz ama genel mahiyetiyle orta sınıf dürtmedikçe üst sınıfdan innovasyon gelmez diyebiliriz. Ayrı bir kültür ve eğitim yoksa, geliri garanti olan, sermayesine meydan okunmayan grup ilerlemeye meyletmez.

Türkiye'de elit denilebilecek üst düzey bürokratlar ve asker 60 darbesinde ömrü billah sürecek veya en azından bunu amaçlayacak NATO yanlısı bir askeri diktatörlük kurabilirlerdi ama kurmadılar, ODTÜ'deki anayasa profesörlerine anayasa yazdırıldı oldukça özgürlükçü olan ama güvenlik kaygısı (anarşist, komünist, bir kesim içinse alevi sünni vesaire) ve açlık içinde olan halk karnının tok sırtının pek olmasını istedi. İstersen yaşlı akrabalarınla konuş, özgürlükçü anayasaya rağmen, o kadar ki marjinal nur cemaati bastırdığı dergilerin yasallığını bu anayasadan alıyordu, insanların amacı diğer grubu otorite ile bastırmaktı. Özgürlük ve demokrasi üzerine gidilip ulaşılacak bir şey ama bunu şak diye veremezsin, şak diye alamazsın alırsan kellen alınır ama bugün ama birkaç yıl sonra.

Özgürlüğü istemeyen halka özgürlük veremezsin, tutmayacak bu. O yüzden mecburen alt sınıfların ekonomik talepleri dikkate alınan pratikte oligarşik olan ancak piyasa ekonomisine, hukukuna en azından Çin kadar önem veren bir devlet kurulmak zorunda, Çin'de nüfus çok, sermaye azdı mecburen sermaye ithal ettiler. Biz burada adamlara gülüyoruz ama abartmıyorum 20 yılda yani bir nesillik zaman diliminde Afrika refahından gelişmemiş Balkan ülkesi refahına ulaştılar totaliter olmalarına rağmen ki totaliterliğin hiçbir türlüsü iyi değildir, otoriterlik belirli zaman dilimlerinde tolere edilebilir ama totaliterlik asla.

Bizde de bu var, taşınmazlar gibi şeylere sınırlama getirip, tarımda mecburen her devlet gibi çiftçiye destek olup diğer şeyler piyasaya bırakılmalı, mala çökmeli, mafyalı ekonomi kesinlikle olmamalı.

>>50
>>51

Aksi taktirde Türkiye'nin ekonomik seçkinleri kaçtığında dahi kendine yer bulamaz, en fazla eski bağlantıları varsa Cem Uzan olurlar ama onu da onlar istemez.

Modern demokrasi için genel olarak konuşayım. Parlamentodaki vekiller adı üstünde vekildir, sana vekaleten oradalar. Neden sana vekaleten oradalar? Senin yapamayacağın şeyleri yapmak için.
Peki bu parti lideri el kaldır dediğinde kaldırmak mı?
Hayır elbette. Parlamenter vekillerin olayı tartışmaktır, elit beyfendi olmaktır, en büyük hayali para&güç elde edip milletin bacısına atlamak olmamaktır. Halk da bu yok, ama vekillerde artık bu var mı? İnan bana yok, yurtdışında da yok, o beyfendi dönemleri maalesef bitti. Demokrasi olacaksa yabancı ülkelerde bile, bunun parlamenter demokrasiden farklı bir şey olması lazım artık.

Türkiye'nin başkanlık olsun, parlamenter sistem olsun bunlarla işi olmamalı, yok yani global olarak son kullanma tarihi maalesef dolmuş bu sistemden başka bir şeye ihtiyaç duruyoruz özellikle biz Türkiye olarak. Bu geçici olarak aydın oligarşi ile kompanse edilebilir daha sonra ise daha radikal bir demokrasi adımı gerekiyor, ülken ne kadar dipteyse o kadar radikal sert adımlar atmak zorundasın. Anafikir olarak demokrat bir taban yok, bu yönde istek ses getirilse de buna talep yok+uzlaşmaz ve uzlaşmamakta haklı olan bir halk var. Demokrasi talebi bir oksimoron şuanda, altın kalpli hayalci bir istek.

Dağınık yazdım, varsa kusurumuz affola.

>>52
Şu kerestede yüksek IQ postlar atan tek kişi sensin anon. Birkaç kişinin inandığı mem ideolojilerin değerlerinin içinde boğulmaktansa pratik çözümler bulabiliriz. Büyük bir adamın dediği gibi:
"The science of government it is my duty to study, more than all other sciences; the arts of legislation and administration and negotiation ought to take the place of, indeed exclude, in a manner, all other arts. I must study politics and war, that our sons may have liberty to study mathematics and philosophy. Our sons ought to study mathematics and philosophy, geography, natural history and naval architecture, navigation, commerce and agriculture in order to give their children a right to study painting, poetry, music, architecture, statuary, tapestry and porcelain."

>>71
Estağfurull*h anon, tahtada hemen her şey olmakla suçlandım 1 posta mercek tutunca bambaşka bir şey algılıyor insan.

İdeoloji dediğin şey ilaç gibi hastanın durumuna, hastalığın evresine göre ilacın kendisi de dozu da değişir. Elinde hazır ilaçla hasta hasta gezmemeli insan. Bir fikre aşırı bağlı olmanın, inanmış, ideolojik motive olmuş olmanın getirdiği bir mutluluk var, aslında bu mutsuz olmama, düşünmeme durumuna daha yakın, uzun süre anti depresan kullanmış olan varsa belki dediğimi anlamıştır. İşte bu yüzden insanlar aklını emanet etmeyi sever veya hazır tabak çözümlere inanır. Hepimiz insanız, hayatımızın en azından kısacık bir döneminde bunu yaptık, tek yapmamız gereken hatalarımızı alışkanlık haline getirmemek. Ülkedeki yaşamı, özellikle buraya düşmüş çoğu anonun yaşadığı özel hayat sorunları olduğunu düşünürsek bir coping mechanism olarak böyle şeylere sığınmayı çok da yadırgamıyorum.

Ben bunu yazan anon: >>46

Bunu yazdım gittim ama bayağı bi kc tier tartışma dönmüş, gözlerim yaşardı, ekşi'ye bokşi'ye dön tarzı feedbackler bekliyordum açıkçası.

Yazılan her şeyi okudum, tartışan anonların hatası şu, sorunu devletlerde arıyorlar. Sorun artık devletlerde değil, şirketlerde. Şirketler o kadar global mafyalar hale geldi ki, eminim bazen Biden bile şikayet ediyordur. Geçen bi haber dikkatimi çekti, Avustralya devlet başkanı Scott Morrison demiş ki: "Tek bir haber kaynağından bilgi edinmek demokrasimize zarar veriyor, Google'dan internete koyduğu haber başı vergi alalım, böylece basın çeşitliliği artsın". Bu düzenlemeyi de meclise sunmuş. Vay amk sen misin bunu sunan. Evvela Google, Avustralya ip'siyle Google sitelerine giren (Youtube, X labs, vs.) herkese bir uyarı pop-up'ı koyuyor: "Avustralya hükümetinin aldığı karar yüzünden internet özgürlüğü kısıtlanıyor" gibi bir uyarı, bak bi de milleti devlete karşı kışkırtıyo orospu çocukları: "Bakın bu sizin seçtiğiniz devlet başkanı var ya, onun yüzünden artık Avustralya'da Google'a, Youtube'a giremeyeceksiniz haaa ona göre" diyor resmen. Tabi bu da yetmiyor, Scott Morrison hakkında müthiş bir kara propaganda başlıyor: "Avustralya yanarken, devlet başkanı Morrisson milkshake yudumluyor, bakın şu utanmaz adama" tarzı haberler internetin dört yanını birden sarmaya başlıyor. Başarılı da oluyor tabi, adam yangınları söndüren itfaiye ekibine teşekkür ve geçmiş olsun için ziyarete gidiyor, hiçbir itfaiyeci adamın elini sıkmıyor, Youtube'da Scott Morrison firefighter diye aratın görüntüleri bulursunuz.

Yani şu basit örnek devletlerin bile artık elinin kolunun bağlı olduğunun kanıtı. Devletler en fazla "Aman liberalliğimize zeval gelmesin" diyerek şirketlere simpliyor (Merkel gibiler) ama yine de bu onları sorunun öznesi haline getirmiyor. Sorunun tek öznesi şirketler, şirketler artık anamızı sikiyor.
Benim çözüm önerim şu, Chavez gibi taşşaklı adamlar çıkıp yeter bu şirketlerin bize çektirdiği diyerek hayvan gibi vergi ve kamulaşma yoluyla bu monopollere devletin yumruğunu indirecek. Tabi bunun da kötü sonuçları olacak, aşırı devletleşmeden dolayı artan aşırı milliyetçilik ve aşırı ırkçılık gibi ya da kamunun gücü arttıkça şirketlerin yaptığı yozlaşmayı devletlerin yapmaya başlaması gibi. Ama artık o kadar borumbok bir haldeyiz ki, büyük sorunları küçük sorunlarla çözmek zorundayız. Küresel bir şirket monopolünün yanında, devlet diktası şu anda benim gözümde daha küçük bir sorun. İster kızın ister sövün sırf bu yüzden bazen Tayyar'ın sosyal medyaya müdahelesini içten içe destekliyorum. Şirketlerin yarattığı yozlaşmanın yanında, imam hatip mezunu sıradan bir islamcının yarattığı yozlaşma sinek vızıltısı gibi geliyor bana.

>>73
Ben de asıl tehlikenin büyük şirketlerden özellikle medyayı etkileyen kuruluşlardan geldiğini düşünenlerdenim. Burada dikkat etmemiz gereken husus şu, hangi büyük şirketler global bir merkeziyet kuruyor, hangi şirket, firma vs. gayrımerkezileşmeyi ve varolan ekonomik hegemonyayı kırıyor? Elon Musk denen adam gücünü iyi kullandı, bu r*dditteki gamestop vurgununu yaptıran kendisiydi, gücünü ortaya koyduktan sonra artık ne oldu ne bitti bilmiyorum adam tamamen bitcoine ters gitmeye başladı, hatta bitcoinin çin'den fazlaca etkilendiğini söyledi yani gayrı merkezi bir ekonomik sistemin temeli olamayacağını söyledi, bizi çok düşünen Elon Musk bunun yerine ne konulmalı söylemedi tabi, bu konuda tek umudum ekonominin otoriteden bağımsız olması, izlenebilir olmaması bu olursa bu iğrenç medya hegemonyası da zamanla sarsılacaktır. Şuanda medya konusunda adam akıllı müfredat koymak, bilgilerinizin izlendiğini küçükten itibaren öğretmek bu konuda çok ciddi farkındalık yaratmak bir soykırıma girişmekten daha tehlikeli. Bu yüzden devletler de bükemeyeceği eli öpüyor, birbirlerinin sırtını kaşıyorlar.

Tayyar konusuna katılmıyorum, Tayyar Biden zıpla dediğinde zıplayacak biri koyduğu yasalar sansürcü olsa da o sansür bize yarayacak ki adamın yaptığı ne bize yaradı ki zaten lol. Bu işin usulü böyle olmaz, AB bazı konularda bu şirketlere ufaktan baskı yapmaya başladı, whatsapp farklı sözleşme imzalatıyor AB mensubu kullanıcılarına. 20'den fazla etkili olan devletler bir araya gelip bir bildiriye imza atarsa o zaman sen o kan emici şirketleri tokatlayabilirsin, öteki türlüsü sadece uzun sancılı bir ölümden önce can çekişmek, ıkınmak daha ötesi değil.

Chavezlik yaparsan bu adam gitsin ABD kölesi olmaya razıyım diyen tipler üretirsin. Avustralya'nin başındaki adam CANZUK ve AB ülkeleriyle uzun süre bir planlamadan sonra bu işe girişseydi, yani uluslararası belli bir camia ile bu işe kalkışsaydı başına bunlar gelmezdi.

Sence papa hristiyan dünyasının 3'te birini aforoz edebilir mi?

>>73
Artık her şey için çok geç bence anon. Olay devletler, şirketler ya da üstsınıflar değil artık. Kimsenin suçlayabileceği bir sorumlu, bir yetkili kalmadı bu dünyada; o yüzden günümüzdeki katliamcılar sorumlu insanları öldürmek yerine önemsiz, kendi halinde insanları öldürüyorlar; çünkü totaliter demokrasilerde o rejimi değiştirmek bir diktatörü devirmekten çok daha zor. Aşırı yayılan güç, herkesi güç sahibi yapmaz, her yerde olan şey hiçbir yerdedir. Bence günümüz dünyası tamamen biz insanların kontrolünden çıkmış durumda, yukarıdaki anonun dediği gibi ideolojiler eylemlerimizde bize rehberlik edecek yapılar olmaktan çıkıp artık tamamen antidepresana, bir ürüne dönüştü. Bütün dünya bizim şu an bilmeden yarattığımız bir yapay zeka tarafından yönetiliyor. Evet günümüzde sadece birbirinden bağımsız basit algoritmalar, ama şimdiden bile bu bağımsız algoritmalar insanların kendileri hakkında bile bilmedikleri verileri yorumlayıp onların eğilimlerine uygun ideolojileri, inançları empoze edebiliyor. Günümüzün kültürü insanlar tarafından -mesela katolik kilisesi- kontrol edilmiyor, bu yüzden toplumun bir kısmının hardcore şeriat istediği diğer kısmının da 50 cinsiyetin olduğu anarko-komünist bir toplumu arzuladığı, birbiriyle hiçbir ortak noktası bulunmayan, heterojen insanyığınları -sözde toplumların- içerisinde boğuluyoruz. İnsanlığın zamanın başlangıcından beri arzuladığı Endüstriyel Yahve yakın gelecekte doğacak, günümüzde sadece bilinçsiz demiurgos-makine olan yeni tanrımız karşı-devrimin yapılmasının imkansız olduğu, karşı-devrimin kendisinin ürün olduğu, içinden çıkmayı düşünmenin bile imkansızlaştığı; silikon bir neşterle lobotomize olmuş insanlığın sonunda özgürlüğünden, bütün varoluşsal sancılarından kurtulup aden bahçesine geri dönmeye hazır olduğu, yeni ademin yükseldiği gün tacını giyecek, sonsuza dek.

çözümü devletten, bürokratik meselelerden beklemek 21. yüzyıl insanının yaptığı en büyük komikliktir, sosyolojik olarak ne kadar kötü ne kadar şey varsa tamamiyle ve istisnasız devlet ve onun şakşakçılarının, devlet işbirliğiyle tekelleşen yandaş şirketlerin suçudur. devlet iyi şeyler yapsın kötü şeyler yapmasın demek devletlerin ve bu tür yapıların 6000 yıldır yaptıkları faaliyetleri iyice gözlemlememek demektir, insanlığın kurtuluşunun tek yolu hem ekonomik hem de aktif cephede bir devrimdir, devlet yıkılıp, inovasyon yapmadan devlet işbirliğiyle kapital olanların mülklerini gasp edince, iktisadı sözde denetlemek isteyen kurumları da yok etmeliyiz.

hümanist ahlaka ve "kolektif zeka"ya inanmak komik bir durumdur, insan hatalıdır ve toplumun da zekası da bir maymundan düşüktür, basit psikolojik etkenlere göre şekillenir. güvenebileceğimiz en iyi kurum bireylerdir ve bireylerin de kendilerini gösterebilmesi için rekabet ve sosyal darwinizm gereklidir. piyasa da insana göre şekilleneceği için asla mükemmel bir sonuç vermeyecektir ama bir sosyolojik etkenin müdahilleri ne kadar fazlalaşırsa alınan sonuç da o kadar düşük zekalı olur, bu yüzden piyasa kötünün iyisidir.

>>78
Anon benzer bir görüşe sahip olmakla birlikte, ancap/agorist/mutualist bir toplumdaki güç vakumunun doldurulması nasıl önlenecek? Yerleşik hayata geçilen her yerde her zaman sürekli yağmalanacak köy bulmak yerine köylerden düzenli haraç almanın daha mantıklı olduğunu gören birkaç parazit vardır. Organize suç devletin olmadığı yerde devletin yerine kesinlikle geçmeye çalışacaktır, sana sorum bunu ne önleyebilir?

>>78
Devletler halen güç sahibi sadece organizasyon sıkıntısı var, uluslararası piyasanın uluslararası ittifakı varken devletlerin bunak karşı bir ittifakı yok, kapitalistlerin özellikle medya gücünün bu kadar güçlü görünmesinin sebebi bu, adam gibi bir meydan okuma yok kendilerine karşı.

>>75
Meseleyi kişiselleştirmek hiç istemiyoruma ama yukarıda kendimizi açıkladık ben de başkaları da. Ortada adam gibi bir gayret yok, büyük şirkete karşıyım diyen adamların önemli bir kısmı organizasyon yoksunu bir kısmı da paralı muhalefet, itibarsızlaştırma için tutulmuş düz dünya, reptilyen teorilerine inanan insanlar. Günümüz "aydın" insanının sorunu şu, büyük güçlere boyun eğmen, medyatik önderlerin dediklerini kilise vaazı gibi kabul etmeyi aydınlık zannediyorlar. /pol/ menesi forslayan, anti-vax anon değilim ama otoriteden şüphe etmemeyi, büyük şirketlere tapmanın aydınlık olduğu bir dünyanın empoze edilmesine elbette karşıyım.

>>80
voluntarist güvenlik kurumları ve bireysel silahlanma anon, ne yazık ki fakir olan güzelce korunamayacak ama zengin olmaya (daha doğrusu insanlığa meta sunmaya) başka türlü nasıl itebilirsin insanları? zaten devlet de bunu iyice önleyemiyor, üstüne üstlük polis gibi aşırı beceriksiz bir kurum söz konusu olunca yine kötünün iyisi diyebiliriz, zaten insan gibi varlığın olduğu hiçbir sistemde "iyi"nin gerçekleşebileceğini düşünmüyorum, yeter ki en kötüsünden kurtulalım.

>>82 zaten yok anon, burada yazanların dediğinin aksine devletler ve şirketler hep bir kazan kazan ilişkisi içinde. monopoliler güçlerini bürokratik yasalardan, bürokratlar da güçlerini monopollerin yarattığı sosyolojik baskı sisteminden alıyor. devletler ideolojilere, ideallere veya başka sistemlere göre değil sadece ve sadece çıkarlarına göre bir şeyler yapar. bu yüzden yukarıdaki anonların dediği gibi "liberalliğimiz bozulmasın hajum" gibi bir durum söz konusu değil, zaten şirketlerin menfaatleri devletlerden çok da farklı değil, kâr edip tüketici bulmak ve onları kendilerine daha fazla bağlamak.

>>83
Bu ama voluntaristlerden çok bunu ticari olarak yapan güvenlik, kolluk şirketleri ve insanların birleşme doğası. Örnek vererek daha iyi açıklayabilirim. Yaşadığın yerdeki insanlar birleşip Kardeşler Hukuk Bürosu An. şirketinin para karşılığı sunduğu yasaları ve mahkemeyi kabul ederler ve etmeyenlerle ticaret yapmazlar(Başka şirketler de illaki olacaktır ki onları denetleyen şirketler de ortaya çıkacaktır böylece piyasadaki rekabet artacak ve daha iyi mahkemeler oluşturulacak). Bunu aklı başında olan herkes kabul eder, etmeyenler illaki olacaktır onlar zaten şuanki sistemde de varlar ve hep cezalandırılacaklar.

Sorun hem devlette hem de büyük tekelleşmiş şirketlerde. Okullarda nasıl devletin büyüklüğü ve vergi vermen gerektiği öğretiliyorsa tekel şirketler de (özellikle medyayı kontrol edenler) insanları manipüle etmeye başladı. Şuan herkes sosyal medyada yaşadığı için de insanların canları tekelin otoritesi yüzünden sıkılmakta ve antivax, düz dünyacılık ve büyük tüccar birliği gibi fikirler ortaya atıp birbirlerine destek vermekte. Neden nostalji yapıyoruz çünkü eskiden sosyal medya yoktu.

>>83
aynı durum kilise ile seküler/dünyevi otorite, aristokrat ile büyük burjuva arasında da vardı, son dediğimde büyük burjuvada para varken yetki kısıtlıydı, iki taraf da mecbur birbirini kaşıyordu ama gel gör ki günümüzde aristokrasi kalmadı, lordlar kamarası numunelik kaldı işte sadece.

medya-büyük kapitalistler ile devletin çıkarlarının örtüştüğü yer de var çatıştığı yer de var, eninde sonunda silahlar çekilecek sadece ne zaman olacağı sıkıntı, emin ol 100 yıl bile sürmez şuanki düzen.