>>1901Benimkisi özsevgisi, özsaygısı olmayan şizoid'in teki anon. Onca felakete ve çekip gitme imkanımıza rağmen beni ufak yaştan itibaren bu felaketlerin içerisinde bıraktı. "Çocuklarım anası babası ayrı büyümesin" diye millete tavır takınıp bütün felaketlerin suçlusuymuş gibi hissettirdi ufak yaşımdan itibaren. Evde ebeveynlerin ne birbirini ne de çocuklarını s*klediği yok kendimi bildim bileli. Hepsi kendi alemini yaşıyor. Çocukluğundan beri her şey yolundaymış gibi davranıp sıçanlayan, yüzünü doğru dürüst bile göremediğin bir kadınla yaşadığını düşün. Ortada aile ortamı diye bir şey yok ve sen olup biteni bi bacak veletlikten itibaren anlamaya çalışıyorsun. Ortamı hayal et.
İnsan içine çıkamayan şizo'nun teki olduğu için küçük yaştan beri ona destek olmaya çalıştım. Sonra biraz toparlasa da hiçbir şey olmamış gibi sıçanlamaya devam etti ve olan biten tersliklerle ilgili en ufak bir uyarı, nasihatte vs. bile bulunmadı. Hiçbiri sevgi nedir hayatları boyunca yaşamamış. Sevgi nedir bilmedikleri gibi karşılarındaki insanların sevgisini ve fedakarlıklarını anlayamıyorlar da. Hepsi sadece yarım yamalak zorunlu görevlerini yapıp geri çekiliyorlar. Yarım akıllı sosyopat gibi hepsi.
Fizyolojik ve nörolojik olarak bitik durundayım. Kafadan sakat birine dönüştüm. En ufak şey bende bağımlılık yapıyor. Çok rahat kumar bağımlısı olabiliyorum. Canlıdan futbok bahsi alıp tutunca gaza gelip kasayı sıfırlıyorum falan her seferinde harbi aptal biriyim. Bu şekilde onbinlerce kamal kaptırdım yıllar boyu. Yıllardır kendime üst baş almıyorum. Hala lise zamanında alınmış şeyleri giyiyorum. Yılda bir falan bizimkiler kendilerine alıp beğenmedikleri t-shirt'leri falan veriyorlar. İnsanlara karşı duruşum, bakışlarım hepten bozuk. Göz teması falan kesinlikle yok öyle şeyler. Konuşma bozukluğum da var. İnsan içine çıkınca bendeki anormalliği fark etmeleri en fazla 10 saniye sürüyor. Hele kızların davranışı hepten fena onlar çok daha iyi seziyor bendeki bozukluğu. Örneğin personel kızlar tipimden dolayı önce bir irkilme yaşayıp ardından ben iletişim kurmaya çalışınca saniyeler içerisinde önce içten içe bir rahatlama ve ardından hafiften acıma moduna giriyorlar. Daha kurmaya çalıştığım ilk cümlede bitiyor benim için her şey. Halbuki kötü bir niyetim de yok, başıma ne geleceğini bildiğim için sadece ürünlerle veya fiyatlarla vs. ilgili bir şey sormaya çalışıyorum çoğu zaman sadece. Konuşurken ya robotik konuşuyorum yada tamamen her kelimeyi düşünmem gerekiyor dolasıyla bir türlü frekans tutturamıyorum. Mecburen grup içerisine girdiğimde çok nadir de olsa bulunduğum ortamdan kopup ortada dönen muhabbetin fiilinden kopuk bir şekilde bir anda kafamdaki olayla ilgili şeyler söylemeye başlıyorum.
Kalakaldım öyle şimdi ben de özsaygısını yitirmiş bir sıçan olarak kendimi toparlamaya çalışıyorum yıllardır. Nasıl düzelirim bilmiyorum. Tek yapmam gereken osuruktan da olsa bir iş bulup kendime çeki düzen verip basıp gitmek ama daha sokakta insanların arasında bile rahatça dolaşamıyorum. Huzursuz hissediyorum kendimi. Yakında askere gidicem. Sağ salim tezkere alamazsam hayatta hiçbir zaman hiçbir yerde tutunamam zaten o yüzden başıma ne gelirse gelsin umrumda değil.